KONUK YAZARLAR

İTİRAZIM VAR!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, askerlerine:

Tüm hazırlıklarınızı yapın; TBMM’ne, Genelkurmay’a, Jandarma Genel Komutanlığı’na, Emniyet Müdürlüğü’ne ve özellikle de Gölbaşı’ndaki Özal Harekat Dairesi Başkanlığı’na savaş uçakları ve skorski helikopterlerle bomba yağdıracaksınız. Sizden kaç kişiniz ölürse ölsün, önemli değil! Bu kurumlarda, girişiminize karşı koymaya kalkışanları ‘vurabilirsiniz’ emrini verdim.. Çıkacak çatışmalarda bir kısım halk da ölebilir. O da önemli değildir. Benim istikbalim ve başkanlığım için bu kadarını yapacaksınız” dedi…

Darbe senaryosu”nda gönüllü olarak görev alan asker ve polisler; bu kanunsuz emre, harfiyen uydular ve Erdoğan’ın düğmeye basması ile 15 Temmuz akşamı harekete geçtiler!

Erdoğan’ın keyfi yerine gelsin, “başkan” olsun diye; ölümü göze alan, onun başkanlığı için kendini feda etmeye hazır, kendi yurttaşlarına mermi atacak kadar gözü dönmüş, sonunda vatan hainliği ile suçlanıp ömür boyu hapse atılmayı göze alacak kadar akılsız, ne kadar -Haşhaşi- militanı varsa, tümü bu senaryoda rol aldı!..

Böyle bir ahmakça senaryoyu, akıl süzgecinden geçirmeden, inanabilirler diye halkın önüne koydular!

Nasılsa halkın yarıya yakını Erdoğan’dan nefret ediyordu, bu kadarı yeterdi…

Darbeye katılan o Haşhaşilerin isimlerini tek tek yazmaya yerim müsait değil.

Ama pek yakında, gerçekler ortaya çıkacak ve kim olduklarını göreceksiniz.

Demek ki, TSK içerisinde Tayyip Erdoğan’a taparcasına bağlı subaylar vardı ki, onun böylesine tehlikeli oyununda, bilerek ve isteyerek rol aldılar?

Dünya tarihinde ilk defa emperyalizmi yenen Türk Ordusu bu hale mi geldi diyorsunuz?

Ve bir tek siz; bağımsız, özgür ve de akıllısınız!

Öyle mi?

Erdoğan’ın özlemini duyduğu “Başkanlık Sistemi”ne geçebilmek için Anayasa değişikliği yapması gerekiyor.

Bunun için de 400 milletvekiline ihtiyacı var, AKP’nin halihazırdaki milletvekili sayısı 317 kadar, yetmiyor…

Cumhurbaşkanı “sahte darbe”yi bastırıp, muzaffer Başkomutan olarak baskın bir seçim kararı alırsa, AKP 400 milletvekili ile bir defa daha iktidara gelip, ihtiyaç duyulan rejim değişikliğini yapabilir…” diyorsunuz…

Bizim aklı evvel, her şeyi en iyi bilen, ağzı laf yapan, eli kalem tutan, akıllı mı akıllı “solcu”larımızın, sıcağı sıcağına yaptıkları analizlerin özeti bu mudur?

Çok çok mantıksız olmamakla birlikte, uzak olasılıktır bu hikaye, gerçekleşmesi imkansızdır bu senaryodur…

Kaldı ki, Erdoğan’ın böyle tehlikeli oyunlara ihtiyacı yoktur.

Onun ihtiyacı duyduğu desteği, siz zaten verdiniz ve vermeye de devam ediyorsunuz!

Mevzilendiğiniz siperleri düşman kazdı!

Bu kafalarınızla yapabileceğiniz bir şey kalmadı.

Bari ayak bağı olmayın; yerinizde oturun ve olacakları izleyin.

Halkın feraseti sizlerden kat kat üstündür çünkü…

Az önce aktardığım senaryoya göre; Ordumuzun ve Emniyetimizin içerisinde; Erdoğan’ın bu b.ktan senaryosunun başarısı için; ölümü göze alan, kendi yurttaşlarını öldürmek için gözünü kırpmayan; generaller, albaylar, yarbaylar, binbaşılar, yüzbaşılar, üstteğmenler, teğmenler, erbaşlar ve erler var!..

Öyle mi?

İşin içerisinde CIA yok tabii!

Fetullahçı Terör Örgütü, zaten müttefikleri!

AKP’yi iktidardan düşürebilmek için, 40 bin insanın ölümünden sorumlu olan terör örgütü PKK’nın, TBMM’ndeki uzantısı HDP’ye oy verilmesi çağrısını yapanlardır bu geri zekalılar!

Bunların sözünün hiçbir kıymeti harbiyesi kalmadı…

Gerçek bir muhalefet olmadan, Devlet olanaklarını kullanan AKP’yi, bu şekilde oyunlarla iktidardan düşürmenin imkânsız olduğunu hala anlayamadı bu zavallılar.

Vatan hainlerine ve teröristlere destek vererek, vatanseverliği AKP’ye bırakanların, her zeminde hezimete uğrayacağı kesindir artık.

Bu güruh, hala da akıllanmışa benzemiyor.

Türk halkının gerçek sorununun iktidar değil, muhalefet olduğunu göremiyorlar bir türlü:

5 Haziran seçimleri ile iktidarını kaybeden AKP’yi, yeniden iktidar yapan bu temel eksiklikti.

Y-CHP, 2010 yılından beri dile getirdiği; yolsuzluk, hırsızlık, partizanlık, hukuksuzluk ve kamu kaynaklarının yağmalanması şeklindeki doğru tezlerinden neden vazgeçti?..

AKP ile koalisyon kurabilmek için, “devri sabık yaratmayacağız, geçmişin hesabını sormayacağız” diyerek taviz üstüne tavizler neden verdi?

Cumhuriyet’i kuranların partisi CHP’nin duruşu böyle bozuldu.

İktidar ortağı olabilmek için bir domalmadıkları kaldı…

Bu tutumun halka verdiği iki mesaj oldu:

Birincisi:

CHP’nin bugüne kadar AKP hakkında söyledikleri doğru değildir, yani Kılıçdaroğlu meydanlarda yalan söylemişti!

İkincisi: AKP’nin yolsuzlukları ile yağmasına Y-CHP de ortak olursa, tüm hukuksuzları görmezden gelebilirdi!..

Üçüncü bir seçeneği gösteren varsa söylesin, burada yazacağım.

Onlar için takip eden bir satırı boş bırakıyorum.

….

Böylece Kemal Kılıçdaroğlu iki ucu b.klu değneği eline alarak, psikolojik üstünlüğü AKP’ye kaptırdı ve Atatürk’ün CHP’sini iktidar alternatifi olmaktan çıkarttı.

Kendisi de Dersimli Kemal oldu, PKK’nın hizmetine girdi…

MHP ise, her zamanki gibi koltuk değnekliğine devam etti.

MHP’nin “asla HDP ile bir araya gelmeyeceğini ilan etmesi”, AKP’siz hükümet kurulması formüllerinin tümünü ortadan kaldırdı.

Bu arada PKK, yeniden eylemlerine başlamıştı, onların programı ise çok daha farklıydı.

Kürdistan”ı kurmak için savaşıyorlardı…

Bunun için yıllardır emperyalist dedikleri ABD’nin kara gücü olmayı da kabul ettiler.

Nihayet, ABD’nin Ergenekon ve Balyoz davaları ile TSK’yı kafeslemek istediğini ve FETÖ’nün bu ihanetin içinde olduğunu hükümet gördü.

Bu Türk halkı için iyi bir şeydir…

Ortaklar arasındaki çıkar çatışması işi bu noktaya götürdü diyenler de var.

Doğru da olabilir…

Sonuçta hükümet, teröristlerle müzakereyi kesti, terörle mücadeleyi Ordu’ya bıraktı…

Başını yiyecek “açılım süreci”nden vazgeçti, ABD’nin çıkarlarına endekslenen dış politikasını değiştirmeye karar verdi…

Bu arada FETÖ’nün de tasfiyesine başlandı; Yargı önemli ölçüde temizlendi, Emniyet kontrol altına alındı.

Bunlar da Türk halkının yararına olan iyi gelişmelerdir…

Bu noktada muhalefet, özellikle Y-CHP en büyük ikinci hatasını yaptı:

Görevini yaptı diyenler de var tabi…

FETÖ’ye kol kanat gerdi, PKK’nın hendek savaşlarına; insan hakları ihlal ediliyor, TSK orantısız güç kullanıyor diyerek, destek verdiler.

Yetmezmiş gibi bir de hazırladıkları ihanet raporları ile Türkiye’yi yabancı devletlere şikâyet ettiler…

Kısaca; Türk halkının muhalefet yapsın diye Meclise gönderdiği milletvekilleri, görevinin gereğini yapmadılar, böylece Y-CHP itibar üzerine itibar kaybetti…

Şimdi yerlerde sürünüyorlar…

Düşünebiliyor musunuz, ana muhalefetin liderine cenaze tönerlerinde domates fırlatılıyor, önüne dolu mermi atılıyor!

Dersimli Kemal liderliğindeki CHP’nin halkta karşılığı kalmadı…

Kim ne derse desin, AKP’nin iktidarda kalmasını sağlayan başlıca olgu; muhalefetin güven vermez bu duruşudur.

Halk biraz da şöyle düşünmüş olabilir:

AKP’liler 14 yıllık iktidarları boyunca kamu kaynaklarını talan etmişler. Doğru. Artık doymuş olabilirler, iktidarda bunların kalması daha iyidir. Belki bir daha hırsızlık yapmaya ihtiyaç duymazlar. Muhalefetteki bu açlar gelirse eğer; devletin yeniden talanı başlayabilir.

Bu düşüncelerle, halk kötü seçeneklerden en iyi olanını AKP’yi seçmiştir…

Böyle olduğu için, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli yönetimindeki partilerle AKP’yi iktidardan düşürmek olanaksız hale geldi…

Dolayısıyla, bu siyasal ortamda AKP’nin ne gerçek darbeye, ne de sahte darbe girişimlerine ihtiyacı olamaz!

Yakında gerçekler bütün çıplaklığı ile ortaya çıkacak ve hep birlikte göreceğiz.

CIA ile işbirliği yaparak, Devletin bütün organlarına sızmış olan Fetullahçı Terör Örgütü’ne 17/25 Aralık olaylarından sonra ağır darbeler indirildiği tartışılmaz bir gerçektir…

Ağustos’da yapılacak YAŞ toplantısında, Ordu’dan tasfiyeler de başlayacaktı.

Bir başka gerçek de CIA’nın içimizdeki elemanlarının, darbe yapacak kadar hazırlıklı ve organize olamadıklarıdır…

Ne var ki, yeteri kadar zamanları da kalmamıştı…

Bu nedenle, erkenden harekete geçmek zorunda kaldılar; başka seçenekleri yoktu.

Zarları fırlattılar:

Düşeş” bekliyorlardı, “hepyek” geldi…

Şimdi halk ellerinde Türk bayrakları ile sokaklardadır…

Bizim aklı evveller, olup biteni ancak pencereden seyredebiliyor!

Atatürklü bayrağı alıp, sokaklara inmek akıllarına nedense hiç gelmiyor…

Biraz da yürek ve inanç işidir…

Darbe girişiminin bastırılmasından sağlanacak siyasi rantı, AKP’nin toplamasına itiraz ediyorlar!

Haklıdırlar…

Cemil Can