KONUK YAZARLAR

ESKİYE RAĞBET OLSA…

indir_1

Yeni CHP Erdoğan’ın paketini beklemeden kendi paketini açtı. Erdoğan’ın paketinde yer alacağı kamuoyuna sızdırılan konulardan ikisini Kılıçdaroğlu sahiplendi… “Dersimli” Kemal, CHP tabanını sarsan sözleri ile gündeme gelen Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ile Sezgin Tanrıkulu’na, Kamer Genç’i de arkadaş olarak ekledi… Bu üç milletvekili, Erdoğan’ın paketinde olacağına kesin gözüyle bakılan Tunceli ilinin adının “Dersim” olarak değiştirilmesi için yasa teklifi verdiler… Bu utanmaz arlanmaz herifler, yasanın gerekçesini; Tunceli’nin aynı zamanda 1937-38 askeri harekatının adı olması ve bölge halkında çağrıştırdığı hatıraların negatif olmasına bağladılar…

Tekliflerinin gerekçesinde halkın isteğinin de bu yönde olduğunu belirtmeyi ihmal etmediler!.. Halkın isteklerinin ne olduğunu nasıl da biliyor bu Y-CHP’liler! Kaset komplosu ile CHP’nin başına getirilen “Dersimli”Kemal, bilgisi ve onayı ile verilen bu teklif için “ Doğrusu ben şunu arzu ederim; bölgede bir referandum yapılsın, bölge halkı istiyorsa Dersim olmasını, olsun” diyor… Bay Kemal, milletvekilleri gibi halkın ne istediğinden pek emin değil!..

Kemal Bey’e göre Erzurum, Erzincan, Malatya ve Bingöl’ü de kapsayan “Dersim”, sanki ayrı bir devlet gibi!.. Yerleşim yerlerinin adının ne olduğuna, bölgede yaşayanlar karar verecekmiş. Sanki diğer yerleşim yerlerinin adlarını oralarda yaşayanlar vermiş gibi!.. Nedense “Dersimli” Kemal’in aklına bu tür konuları 76 milyonluk Türk halkına sormak gelmiyor!..

Kemal Bey’e sormak lazım; madem ki, Tunceli’nin adı “Dersim” olarak değiştirilerek, eski adlara dönülecek, neden Tunceli adının “Munzur”, Nazimiye İlçesinin ise “Kızıl Kilise” olarak değiştirilmesini önermiyorsun?.. Belli ki, onun derdi “eski” ile değil, Atatürk ve İnönü ile…

“Dersimli” Kemal’in mensup olduğu Kureyşen aşireti, önder olarak kabul ettikleri Seyit Rıza ile birlikte, genç Cumhuriyet’e baş kaldıran asilerin önde gelenlerindendi. (1) Kemal’in kuyruk acısı biraz da bu yüzden olsa gerekir… Çocuklarını askere göndermemek ve vergi vermemek gibi imtiyazlar elde etmek için, isyan eden bu feodallere karşı, girişilen haklı ve yerindeki askeri harekatın adı olan Tunceli, daha sonra Munzur’a isim olarak verildi… İşte Kemal Bey, Tunceli isminden bu nedenle rahatsızdır!.. Atatürk’ün koltuğuna oturduktan sonra, Cumhuriyet’ten intikamını bu şekilde almak istiyor!.. Yoksa 1948 doğumlu olan Kemal’in yaşadığı bir şey yok ki, “negatif” bir anısı da olsun!..

CHP Sözcüsü Haluk Koç’un, Tunceli’nin adının “Dersim” olarak değiştirilmesinin tartışılmasını, Cumhuriyet’in değerlerinin tartışıldığı anlamına gelmediğini söylemesi beyhude bir çabadır… Zaten onun beyanını da kimsenin ciddiye aldığı yok!..

Tam da bu gelişmeler yaşanırken, Başbakan CHP’yi terör örgütleri ile işbirliği yapmakla suçluyor. AKP Genel Merkezi ile Polisevi’ne roketatarlı saldırı yapan örgütle, CHP’nin Taksim’de kol kola eylem yaptığını ileri sürüyor. “Dersimli” Kemal, en kanlı terör örgütü PKK ile işbirliği içerisinde olan Erdoğan hükümetinin olduğunu söyleyemiyor!..Çünkü kendisine, “açılım”ı destekleme görevi verildi… Sürece zarar verir diye PKK’ya terör örgütü diyemiyor!.. Hüseyin Aygün ile Erdoğan’ın ağız dalaşı tipik bir kayıkçı kavgasıdır…

CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, ABD ziyaretinde “Türk halkının Erdoğan’dan daha iyisini hak ettiğine yönelik mesaj aldık” demiş… Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ise, ziyaretle ilgili, “Türkiye’nin içindeki gelişmeler bağlamında da şimdilik herhalde biraz saklı tutmamız gereken değerlendirmeler oldu” diye konuşuyormuş… Bu ifadelerden, Erdoğan’dan daha “iyi” olanın Kemal Kılıçdaroğlu olduğu sonucunu çıkartmamız isteniyor. İyi de ABD “iyilik” ölçüsünde Türk halkının değil, ABD’nin çıkarları önde tutulmuştur… ABD’ye göre en iyisi Kılıçdaroğlu olabilir, bize göre değil!..

***

Çekmeköy Sanayici ve İşadamları Derneği’nin düzenlediği toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu, 20-25 yıllık enerjimizi türban konusuna ayırdığımızı söyledikten sonra, “Şapka Kanunu var değil mi? Uygulanıyor mu? Hayatın gerçeğinden koparıyoruz Türkiye’yi” diyerek, peşinen AKP’nin “demokratik çözüm paketi”nde yer alması beklenen bazı devrim kanunlarının kaldırılmasına muhalefet etmeyeceğinin işaretini verdi… Altında Atatürk ve İnönü’nün imzası bulunan her konu Cumhuriyetin bir değeridir ve CHP için dokunulmaz sayılır… Asıl onlara dokunulmakla hatıralar zedelenir!.. Kılıçdaroğlu bu konuda da hükümetin önünü açmaktadır, işbirlikçidir!..

Başbakan Birlik Vakfı’ndaki konuşmasında AK gençleri “Barbarlık karşısında pısmayın” diyerek, gerektiğinde şiddete başvurmalarına icazet vermiş!.. Çarşı‘yı itibarsızlaştırmak için kurdukları “1453 Kartalları” ilk eylemlerinde deşifre oldu. Anlaşılan, toplumsal olaylara müdahale görevini AK gençlik yerine getirememiş! Bunun için ücretli yeni bir teşkilat kuracaklarmış. AKP’nin “ileri demokrasi”si böyledir işte. F tipi polise ilaveten, bir de polis yetkileri ile donatılacak imam hatipli 10 bin militan… AKP’nin SS’leri, üniversitelerde görev yapacakmış!.. Karşı devrimin palalı, sopalı bu “muhafızları”, çağdışı yasalardan alacakları yetkiyle çok can akıtacak!.. “İki kişiden biri” bu gelişmelere ne diyor acaba!..

Av. Cemil Can

DİPNOT:

(1) http://www.navkurd.eu/index.php?option=com_content&task=view&id=1250&Itemid=84

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir