KONUK YAZARLAR

EMPERYALİZMİN DEĞİŞMEYEN TAKTİĞİ: BÖL, YÖNET VE YUT!..

25 Nisan 2021

“Model ortak” olduğumuz “dost” ve “stratejik müttefiğimiz” ABD’nin son Başkanı Joe Biden, 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımladı.

1915’ten bu yana 106 yıl geçti.

“Soykırım” kavramı 1948’de imzalanan “Soykırım Sözleşmesi” ile literatüre girdi.

Sözleşmelerin hükümleri yasa hükümleri gibidir.

Demokrasi havarisi geçinen ABD, “yasaların geriye yürümezliği” kuralını, 1915 olayları için yok saydı.

AİHM, 15 Ekim 2015 tarihinde Perinçek-İsviçre Davası ile ilgili verdiği kararda; Ermeni Tehciri kararından sonra yaşanan olayların “soykırım” olarak nitelendirilemeyeceğine hükmetmişti.

Bir olaya “soykırım” diyebilmek için o ülkenin ulusal mahkemelerinin veya uluslararası bir ceza mahkemesinin kararı gereklidir.

Dolayısıyla meşru bir zeminde 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımlamak olanaklı değildir…

***

Her 24 Nisan öncesinde, bu defa ABD Başkanı ne diyecek diye, kulaklarımızı Atlantik ötesine çeviriyoruz.

24 Nisan öncesinden başlayan lobi savaşları, diplomatik ilişkiler ve benzer girişimler sonunda; “soykırım” yerine “büyük felaket” dedirtmeyi başarı (!) sayıyorduk.

Bu başarımızla da bir yıl idare ediyorduk…

2021 yılında sona geldik.

Biden, son noktayı koydu:

1915 olayları “soykırımdır” dedi…

***

Öyleyse, biz de filmi geriye doğru sarıp, geçmişten günümüze olup biteni yeniden gözden geçirelim:

1915 olaylarına gelmeden önce, dünyada neler oluyordu hatırlamak gerekir.

Çanakkale Savaşları o yılın en önemli olaylarıdır.

İngiltere, bu savaşlar başlamadan önce Ermenilere önemli bir görev vermişti.

Ermeniler, Osmanlı topraklarının doğusunda çıkartacakları olaylarla; hem Rus ordusuna Karadeniz’den yardım göndermeyi başarmayı, hem de Türk Ordusunu bu olaylarla ilgilenmek zorunda bırakarak, Çanakkale’ye daha çok güç yığmalarını önlemeyi sağlayacaklardı.

Planları bu kadar basitti.

Biraz daha ayrıntılı bilgi için (1) nolu bağlantıdaki makaleyi okumanızı öneriyorum…

***

1914 yılında Birinci Dünya Savaşı başlamıştı.

Bu büyük savaşın; ekonomik, siyasi ve stratejik nedenlerine bu yazıda girmeyeceğiz.

İtilaf Devletleri (Birleşik Krallık, Fransa ve Rus İmparatorluğu) Ermenilere savaşın sonunda Doğu Anadolu’yu da içerisine alacak şekilde “Büyük Ermenistan”ı kurma vaadinde bulundular.

Şimdi de “4T” ile aldatıyorlar. (2)

Ermeniler, bu planın bir parçası olmayı kabul ederek, cephe gerisinde sivil halka karşı katliamlara giriştiler.

Çanakkale Savaşları başlamasından bir hafta önce harekete geçtiler.

Ermeni çetelerine lojistik desteği Ermeni halkı sağlıyordu.

Çeteler, çıkarttıkları olaylar nedeniyle Çanakkale’ye gidecek askeri desteği de bir ölçüde engellediler.

“Tehcir” olarak adlandırılan zorunlu göç, bu koşullarda alınan idari bir tedbirdi…

***

O dönemde, içeride asayişi sağlamak için yeteri kadar kuvvet bulundurmak imkansızdı.

Zira “15’likler” diye isimlendirilen lise öğrencileri bile silah altına alınıyordu.

Açlık, salgın hastalıklar ve dağlardaki asker kaçağı eşkıyalar kol geziyordu.

Ayrıca Ermenilerin sivil halka karşı yaptığı katliamları duyan Anadolu halkı burnundan soluyordu.

Bu iklimde az sayıda kolluk kuvveti gözetiminde; Suriye ve Lübnan’a kadar gitmek kolay iş değildi.

Doğal ölümlerin yanında, doğal olmayan bazı ölümler de oldu kuşkusuz; eşkıyaya söz geçiremiyordunuz o gün.

Ama bunların sayısı abartıldığı gibi de değildir.

“Millet-i Sadıka” olarak bilinen Ermeniler, tebaası oldukları Osmanlı’ya karşı ihanet etmenin bedelini, önce doğa koşullarına ödediler, sonra da eşkıyaya…

Üzgünüz elbette…

Suçsuz insanlar da bedel ödediler…

***

Ermenilerin ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni, 1923 yılında yapılan Taşnak Partisi Kongresi’nde yaptığı konuşmada; “Olayların sebebi biziz” diyerek (3) bu acı gerçeği itiraf da etmiştir.

Buna rağmen, gelecek yıllarda tam tersine bir atmosferin oluşması engellenememiştir.

Kabul etmek gerekir ki, ister iktidarda olsun ister muhalefette Türk siyasetçiler bu konuda dik durmayı becerememişler. (4)

***

Kızılderililerin soyunu kurutan ABD, Ermeni meselesini parmağına dolayıp ve her yıl Türkiye’nin bir konuda taviz vermesini sağlayacak şekilde, bu olayları 24 Nisan öncesinde gündeme taşımıştır.

On yıllarca kendi kamuoyunu ve dünya kamuoyunu “demokrasi götürme” ve “insan hakları” yalanları ile aldatan ABD yönetimlerinin gerçek amacının; ülkeleri parçalayıp bölmek, kendi ayakları üzerinde duramayan küçük bağımlı devletler haline getirip yönetmek ve sonunda yutmak olduğu, bütün kanıtları ile birlikte ortaya çıkmasına rağmen, ne yazık ki bu tuzağa düşmekten kurtulamamıştır.

Tuzağa düşülmesinin en önemli nedeni hiç kuşku yok ki, yerli işbirlikçiler olmuştur.

ABD, kendi hainlerini öldürürken, başka ülkelerin hainlerini destekleyip ülkelerinde iktidara getirmeyi bir politika olarak benimsemiştir.(5)

Emperyalizmin; insan hakları, demokrasi vb gibi kavramlarla uzaktan yakından bir ilgisinin olmadığı, müdahale ettiği ülkelerin; müdahale sonrasındaki durumlarından bellidir:

Örneğin ABD’nin Libya’da ne işi vardı?

Irak’a, Suriye’ye neden girdiler?

Yıllardır Afganistan’da ne yapıyorlar?

Karadeniz’e donanmalarını çıkartmak için olmadık manevralar neden yapıyorlar?

Gürcistan’da ve Ukrayna’daki turuncu devrimlerin arkasında kim vardı?

Doğu Akdeniz’de, hedefi Türkiye olan tatbikatlar göz dağı değil de nedir?

İran’ın uranyumu zenginleştirmesinden onlara ne?

Viyetnam’da ve Kore’de yaptıklarını unuttuk mu?

Latin Amerika ülkelerinde seçilmiş iktidarları, askeri darbelerle değiştirmeye kalkışanlar onlar değil miydi?

Küba halkının gayet de memnun olduğu rejimi yıkmak, için hainleri onlar beslemiyor mu?

Venezuela’daki meşru yönetimi tanımamak diye bir tutum olabilir mi?

Say sayabildiğin kadar…

ABD’nin sicili, insan hakları ile uluslararası kuralları ihlallerle doludur…

***

Çok doğru bir tanımlama ile emperyalizmi ABD ile özdeşleştirmekte bir yanlışlık yoktur.

ABD’nin dünyayı sömürmek için kullandığı en etkili silah “süper güç” kavramıdır.

Kendi öz gücüne güvenmeyen ülkeler, süper güce savaşmadan teslim olurlar.

Teslim olmanın en kolay izah edilir şekli ise, süper güçle “ortak” olmaktır.

Sistem bu kadar basit işliyor…

Süper güç ve ortakları!..

***

Geçmişi kötülemek için söylemiyorum:

Türkiye asıl NATO’ya girmekle emperyalizmin tuzağına düşmüştür.

Bu tuzaktan kurtulmak ise mümkündür.

Bunun için ilk adım emperyalizmin yerli işbirlikçilerinden kurtulmaktır.

ABD ile işbirliğini bir ilke olarak kabul eden, emperyalist ülkelerin desteği ile kendi ülkesinde iktidara gelmeyi bekleyenler, Kissenger’in tarif ettiği kişilerdir.

Onlardan uzak durmak gerekir…

ABD, CAATSA (Amerika’nın Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası) ile Türkiye’yi hasım (düşman) olarak tanımlamıştır.

Türkiye’nin hava savunma sistemlerine sahip olmasından dostları rahatsız olmamalıdır.

Rahatsızlık duyuluyorsa, demek ki dost ve müttefik değiller ve sırası geldiğinde hava saldırısını kendileri yapacaklardır,

Bunun başka da bir açıklaması olamaz…

Bu andan itibaren, Türkiye’nin düşmanı ile işbirliği edenler de düşmanımızdır.

HDP’yi ve siyasi uzantısı olduğu PKK’yı, ABD’nin kara gücü olmayı kabul ettikleri için düşman olarak kabul edebiliriz.

Aynı şekilde, 1915 olaylarını “soykırım” olarak kabul etmelerini de düşmanca bir hareket olarak değerlendirilmelidir.

Dost-düşman ayrımını doğru şekilde yapamazsak, tekrar tekrar aynı tuzaklara düşmemiz kaçınılmazdır.

ABD’yi dost ve müttefik olarak kabul etmek affedilmez bir hataydı.

Bu hatanın bedelini ödemenin sırası gelmiştir.

Zamana yayarak bedeli gelecek kuşaklara ödetmek yerine, biz bir defada ödemeliyiz.

Tıpkı Çanakkale’deki gibi, tıpkı Kurtuluş Savaşı’ndaki gibi…

***

Atatürk’ün vasiyetinin ne kadar haklı ve yerinde olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. (6)

Atatürk’ün 5 Dış Politika İlkesi (7) güncelliğini yitirmemiştir.

Türkiye, Biden’ın önümüze getirdiği fırsatı iyi kullanmalıdır.

Türkiye’de ABD’nin askeri varlığına derhal son verilmelidir.

Nereden ince ise oradan kopsun!

Bu da bir stratejidir…

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:

(1) https://www.fatihhaber.com/ermeni-isyanlari-ve-canakkale-savasi/1151/

(2) 4T: Terör, tanıma, tazminat ve toprak talebi.

(3) http://www.dunya48.com/siyaset/ermeni-sorunu/308-ovanes-kacaznuni-ermenistanin-ilk-basbakani-tasnak-partisinin-yapacagi-birsey-yok

(4) http://chp-muhalefethareketi.biz.tr/2014/04/ozur-dilemiyoruz/

(5) https://www.aydinlik.com.tr/para-gucu-tapinakcilari-hududumuzda-mehmet-yuva-kose-yazilari-nisan-2018

(6) https://tr.sputniknews.com/columnists/201605191022847309-Rusya-Mustafa-Kemal-Ataturk-19mayis/

(7) https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/guneri-civaoglu/ataturk-ten-5-dis-politika-ilkesi-2171563

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir