KONUK YAZARLAR

ELEŞTİRİ ZAMANI DEĞİLDİR!..

Türk askeri cephede görev icra ederken; maneviyatlarını olumsuz şekilde etkileyecek sözler etmek, “beşinci kol”[1] faaliyeti kabul edilebilir.

Pek çok ülkede, bu tür gevezelikler cezai yaptırıma[2] bağlanmıştır.

Asker komutanından emir alır, komutan siyasi otoriteden.

Her ikisi de aldığı emri yerine getirmekle görevlidirler.

Verilen emirlerin, hatalı olup olmadığını tartışamazlar; geriye dönük emirleri sorgulayamazlar.

Aksi halde askerler, ülkeleri için ölmeyi ve öldürmeyi başaramazlar!

Askerlik böyle bir meslektir işte…

Bu yüzden askeri bir harekât devam ederken, ağzımıza geldiği gibi konuşmamamız, sözlerimizi tartarak çıkarmamız gerekir.

Askeri, yerli yersiz eleştirmek doğru değildir…

***

Bununla birlikte halkın “doğru bilgi edinme hakkı”[3] vardır.

Yurttaşlar, bu ihtiyaçlarını; yerine göre kamu kurumlarından, yerine göre de basın yayım organlarından giderirler.

“Bilgi edinme hakkı”nın işlerliğini saydam yönetimler sağlayabilirler.[4]

Dolayısıyla “bilgi edinme hakkı” demokrasi ile doğrudan ilişkilidir…

Bu temel bilgileri göz önünde tutarak –ve eleştiri hakkımızı zamanı geldiğinde kullanmak üzere saklı tutarak- İdlib’te yaşananlara kısaca göz atalım:

***

01.03.2020 günü Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar “Bahar Kalkanı” [5] harekâtının başladığını duyurdu.

Bilanço:

“2212 rejim askeri etkisiz hale getirildi[6],

2 adet SU-24 savaş uçağı düşürüldü,

3 hava sistemi imha edildi,

Neyrap Havaalanı kullanılamayacak hale getirildi,

3 üst düzey komutan öldürüldü,

9 yerleşim birimi rejim güçlerinden geri alındı” şeklinde açıklandı…

***

İdlib’te silahlar neden konuşmaya başladı?

Bu sorunun yanıtını, Astana Süreci[7], Soçi Mutabakatı[8] ve İdlib Mutabakatı’nda[9] aramak gerekir:

Astana Sürecinin belirleyici yanı; Suriye’nin toprak bütünlüğü, siyasi birliği ve egemenliğini sağlamaktı.

Soçi Mutabakatı ile İdlib’in terör örgütlerinden arındırılması, başka bir ifade ile HTŞ’nin “Ilımlı Muhalifler”den ayrılması; Türkiye’nin başına bela olan göçün önlenmesi ve çatışmasızlığın sürekli hale getirilmesiydi…

İdlib Mutabakatı ile tüm radikal örgütlerin bölgeden çıkartılması, M4, M5 otoyollarının trafiğe açılması gibi hususlar da kararlaştırılmıştı.

Türkiye İdlib Mutabakatı ile üzerine aldığı yükümlülükleri yerine getiremedi.

Bunun üzerine Suriye, kendileri için son derece önemli olan M4 ve M5 otoyollarının, İdlib’te yerleşik örgütlerin kontrolünden kurtarılması için harekât başlattı…

***

İdlib’te TSK dışında hangi güçler var?

Sorunun cevabı 11 Şubat tarihli yazımızda[10] verilmiştir; bu yazıya bir kez daha göz atılmasında yarar var.

Bu harekâtla Türkiye’ye doğru yeni bir göç dalgasının başlayacağını öngören Reis, İdlib’e müdahale edilmesi halinde, TSK’nın karşı koyacağını açıkladı.

Buna rağmen, Suriye Ordusu kuzeye doğru operasyonlarını hızlandırdı.

TSK kontrolü altındaki (eski adı Özgür Suriye Ordusu olan) Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) Suriye Ordusu’na karşı başlattığı ve TSK’nın top atışları ile desteklediği saldırılar devam ederken, TSK’nın Taftanoz’da kurmaya çalıştığı gözlem noktası vurularak 5 askerimiz şehit edildi.

3 Şubat’ta yaşanan gerginlikte; 7 asker ve bir sivil personelliğimiz daha şehit olmuş iken; 31 Ocak ve 1 Şubat’ta El Bab’ta konuşlu SMO, Suriye Ordusunun kontrol ettiği bölgeye saldırı düzenledi ve 75 Suriye askeri ile 4 Rus İstihbarat Subayını öldürdü.

Bu gerginliği düşürmek için Rusya’dan gelen heyetle 10 Şubat günü ikinci kez masaya oturulduğu sırada, SMO’nun bu saldırıyı yapması ve ardından gözlem noktası inşa etmekte olan Türk askerlerine saldırılması oldukça manidardır.

Nitekim eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, bu olaydan hemen sonra ABD’nin Türkiye yanında olduğunu açıklayarak, İdlib konusunu görüşmek üzere Türkiye’ye geldi.[11]

Jeffrey, yola çıkmadan Rus heyeti geri döndü…

***

28 Şubat günü yandaş gazeteler şu alt yazıyı geçtiler:

Son 17 gün içerisinde; 1709 rejim askeri (daha sonra bu sayı 2038 olarak verildi) etkisiz hale getirildi.

55 tank vuruldu, 3 helikopter düşürüldü.

18 zırhlı araç, 29 obüs imha edildi…

Ardından Hatay Valisi Rahmi Doğan şu haberi verdi:

“Esed rejim güçlerinin yapmış olduğu hava saldırısı sonucu TSK mensuplarımızdan 4 Mehmetçiğimiz tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştır. 4 Mehmetçiğimiz daha şehit olmuştur. Yapılan hava saldırıları sonucu 33 Mehmetçiğimiz şehit olmuştur.”[12]

***

Pek çok yorumcu, saldırıyı Suriye’nin hava savunmasını üstlenen Rusya’nın gerçekleştirdiğini savundu.

Rusya’dan yapılan resmi açıklamada ise:

“Suriye İdlib’deki gerilimi azaltma bölgesinde bulunan HTŞ üyesi teröristler, Suriye Ordusu (SAA) mevzilerine yönelik büyük çaplı bir operasyon başlattı ve Suriye Ordusu bu saldırıya yanıt verdi. Söz konusu saldırı, teröristlerle bir arada bulunan Türk askerlerinin de vurulmasıyla sonuçlandı”[13] denildi.

Bu olaydan sonra TSK, “misli ile karşılık” verdi:

200’ü aşkın hedefin vurulduğu, 329 rejim askerinin etkisiz hale getirildiğini[14] duyurdu…

***

Ardından “Barış Harekâtı” başlatıldı.

Harekâtın bilançosunu yukarıda özetlemiştik.

Harekât devam ederken, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Türkiye’ye -içerisinde Rusya’nın olmadığı– Türkiye, İran ve Suriye zirvesi önerdi.[15]

***

Bu arada ABD’nin de İdlib krizi ile ilgili bir önerisi oldu:

ABD’nin eski Suriye Büyükelçisi Robert Ford, Foreign Affeirs dergisinde yayınlanan yazısında; sığınmacıların Türk sınırına 10 mil uzaklıkta, Türk tarafında sığınmacılar için “güvenli bölge” oluşturulması halinde, NATO’nun devreye sokulabileceğini, 5. Maddenin ancak bu şartlar halinde işletilebileceğini anlattı.

ABD’nin Savunma Bakanlığı (Pentagon), 2021 mali yılı için Kongreden 740.1 milyar dolar bütçe talebinde bulundu; bunun 845 milyon doları Suriye ve Irak’ta IŞİD ile mücadele kapsamında eğit-donat programı için ayrıldı.[16]

***

Son olarak bir bilgi daha vererek bitirelim:

Yukarıda özetlenen gelişmeler üzerine; Türkiye Avrupa’ya sınır kapılarını açtı.[17]

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu karardan sonra Türkiye’den Avrupa’ya giden mülteci sayısının 100 bini geçtiğini açıkladı.[18]

***

Gelişmeleri dikkatle izliyoruz…

Yorumlarımızı sonraya saklıyoruz…

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:

[1] Beşinci Kol ne demek: https://tr.wikipedia.org/wiki/Be%C5%9Finci_kol

[2] TCK madde: 301/2; 307/2-b, 4, 5; 318; 319; 321;323.

[3] 4982 Sayıyı Yasanın 4. Maddesi ile bu hak düzenlenmiştir

[4] . https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/212286

[5] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/hulusi-akar-bahar-kalkani-harekatini-baslattik-1724344

[6] https://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-haberler-bakan-akardan-onemli-aciklama-2212-rejim-askeri-etkisiz-hale-getirildi-41458553

[7] https://tr.sputniknews.com/tags/event_Astana_gorusmeleri/

[8] https://www.trthaber.com/haber/gundem/soci-mutabakati-resmen-basladi-437175.html

[9] https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201809191035276132-idlib-mutabakat-zaptinin-on-maddesi/

[10] http://www.chp-muhalefethareketi.biz.tr/2020/02/teror-orgutleri-arasinda/

[11] https://www.sozcu.com.tr/2020/yazarlar/aytunc-erkin/idlibde-sehitlerimiz-diyen-jeffrey-40-km-kuzeydeki-pkkya-baksin-5621800/

[12] https://www.yenicaggazetesi.com.tr/idlibde-33-askerimiz-sehit-oldu-269902h.htm

[13] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/rusyadan-ilk-aciklama-turk-askerleri-o-noktada-olmamaliydi-1723946

[14] https://www.trthaber.com/haber/gundem/329-rejim-askeri-etkisiz-hale-getirildi-463736.html

[15] https://www.aydinlik.com.tr/haber/ruhani-den-turkiye-iran-suriye-zirvesi-onerisi-201847-1

[16] 2020 bütçesinde 1.2 milyar dolar, 2019 bütçesinde ise 1.4 milyar dolar ayrılmıştı.

[17] https://www.sabah.com.tr/galeri/yasam/son-dakika-idlib-krizi-sonrasi-turkiye-avrupa-kapilarini-acti-sinirda-hareketli-dakikalar-yasaniyor

[18] https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/son-dakika-suleyman-soylu-turkiyeden-ayrilip-avrupaya-giden-multeci-sayisini-acikladi-5654721/