KONUK YAZARLAR

ALİLERE AÇIK MEKTUP!..

Sayın Uzunali;

(Ve diğer Aliler…)

 

Kılıçdaroğlu ve  İmamoğlu’nun eşlerinin CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile birlikte (ikinci kez)  HDP eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşine destek vermek amacı ile bir etkinlikte yan yana görüntü vermelerini eleştiren paylaşımlardan rahatsızlık duyduğunuz anlaşılıyor.

 

Bu iyi bir şey!

 

Bu eylemi bir suç gibi gösterdiğimiz şeklindeki eleştiriniz ise yersizdir.

 

Zira ortada bir suç olduğunu söyleyen yoktur!

 

Ayrıca dedikodu da yapmıyoruz.

 

Bir fikrin savunuculuğunu yapıyoruz.

 

Dolayısıyla bu konuda da haksızlık yapıyorsunuz…

 

Sadece gazetelerde yer alan gerçek olan bir durumu paylaştık. Sizi rahatsız eden nedir onu da anlayabilmiş değiliz. Umarım bu yoruma cevap yazarken rahatsızlığını da anlatırsınız.

 

Şimdi bizi rahatsız eden hususları anlatalım:

 

1.)    HDP, PKK’nın Meclis’teki uzantısıdır. Bu benim tespitim değil, kendilerinin itirafı ve kabulüdür. Kanıtlı ispatlı bir gerçekliktir. Herhalde buna itiraz edecek değilsiniz. Eğer itiraz ediyorsanız, Görevden alınan HDP’li belediyelerin, PKK’ya yaptıkları yardımları ve belediye olanaklarını nasıl kullandırdıkları ile ilgili haberlere göz atarak çıplak gerçeği öğrenebilirsiniz.

 

İlaveten, HDP’li belediyelerin “eş başkanları” Kandil’deki PKK yöneticileri tarafından atandığı ortaya çıkmıştır.

 

Bunun gibi yüzlerce kanıt HDP’nin PKK’nın Meclisteki “siyasi uzantısı” olduğunu ortaya koymaktadır.

 

 

2.)    PYD ise PKK’nın Suriye’deki uzantısıdır. PKK/PYD Amerika’nın Ortadoğu’daki “kara gücüdür”. Bunu da ben uydurmuyorum. Hem Amerikalı yetkilileri bunu söylüyorlar, hem de PKK/PYD yöneticileri bu durumu kabulleniyorlar.

 

 

3.)    Hal böyle olunca; HDP’nin, Amerikan politikalarını Türkiye’de uygulamakla görevli “siyasi” bir parti olduğu ortaya çıkıyor. Bu duruma kendilerinin bir itirazı yok. Sizin neden var onu şimdi anlatırsan iyi olur. Biz de aydınlanırız.

 

 

4.)    Amerika’nın Ortadoğu’da ve Türkiye’deki politikaları, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile formüle edilmiştir. Bu politikaların içerisinde 23 ülkenin sınırlarını ve rejimlerini değiştirmek de vardı. Türkiye de bu programa dâhildir. Yeni oluşacak devletler ve sınırları ile ilgili haritayı Amerikalılar bir NATO toplantısında paylaşmıştır. Haritayı Google’dan bulabilirsin…

 

 

5.)    Bu dört maddede özetlediğim hususlar, HDP’nin emperyalist ABD ile işbirliği içerisinde olduğunu ve son tahlilde ABD’ye askerlik yaptıklarını göstermektedir…

 

***

 

Yukarıdaki tespitlere bir itirazınız olacaksa, önce onları söyleyiniz. Karşı kanıtları göstereceğiz. Ondan sonra tartışmaya devam edebiliriz.

 

Eğer bir itirazın yoksa takip eden şu soruların cevaplarını düşünmenizi rica ediyorum:

 

Emperyalizmin çıkarlarını savunan böyle bir işbirlikçi parti ile Atatürk ve arkadaşlarının emperyalizme karşı mücadele ederken kurdukları Cumhuriyet Halk Fırkası’nın devamı olan CHP’nin, birlikte görüntü vermesi yakışık alıyor mu?

 

Böyle bir görüntü HDP ile PKK arasındaki organik ilişkiyi gizlemek çabası değil midir?

 

HDP ile ittifak da aynı mahiyette bir işbirliğini ortaya koymuyor mu?

 

HDP, Kurtuluş Savaşı yıllarında düşmanla işbirliği içerisinde olan Hürriyet ve İtilaf Partisi’ne ne kadar da benziyor değil mi?

 

Emperyalizmi ilk defa yenen “Tam Bağımsızlıkçı” Kuvayı Milliyecilerin partisine, ABD’nin 40 bin TIR silah vererek desteklediği ve 40 binden fazla insanımızı katleden bir terör örgütünün Meclis’teki uzantısını, meşru bir siyasi parti gibi göstermek, şanlı tarihini ve mirasını ret ve inkâr etmek anlamına gelmiyor mu?

 

BU SORULARIMA AKLA YATKIN; KANITLI, İSPATLI YANITLAR VERMENİZİ BEKLİYORUM…

 

BU ARADA SORULARINIZ DA OLACAKSA, ONLARI DA İLETİRSİN CEVAPLARIZ.

 

Gördüğün gibi dedikodu yapmıyoruz…

 

Ayağı yere basmayan eleştirilerinizi bile ciddiye alıp, gereğini yapıyoruz.

 

Sözlerimi bitirirken, bir hususa daha değinmek isterim:

 

Diyeceksiniz ki, madem HDP, PKK’nın uzantısıdır ve PKK da ABD’nin kara gücüdür, AKP iktidarı neden onlara 93 milyar TL seçim yardımı yaparak, parlamentoya girmelerine izin veriyor.

 

Bu sorunda yerden göğe kadar haklısınız.

 

(Bu yardımdan yola çıkarak; siyasi iktidar, terör örgütüne yardım yapıyor diyebilirsiniz.)

 

Aynı soruyu bizler de soruyoruz ve yargının gereğini yapmasını bekliyoruz.  

 

(Benim bu konuda bir fikrim var: CHP’nin oy toplama kaygısı ile HDP’ye yanaşacağı bilindiğinden ve CHP ile HDP gizli veya açık olarak ittifak halinde gözüktükçe halkın bu yapıyı asla iktidara getirmeyeceği tespit edildiğinden; iktidar HDP’nin siyasi faaliyetlerine izin veriyor. Bu şekilde de AKP alternatifsiz hale getirilerek iktidarının sürekliliği sağlanıyor. CHP sırtındaki PKK kamburu ile dolaşmaya mecbur bırakılıyor. 2002 yılından bu yana yaşadıklarımız bu değerlendirme ile bire bir örtüşmektedir. Fakat ne yazık ki, bu fikir CHP tabanında yeterince taraftar bulmadığı için parti  işgal altından kurtarılamamaktadır.) 

 

Aslında bu sorunun cevabını siyasi iktidar vermelidir. Siyasi iktidar adına İçişler Bakanı Süleyman Soylu, geçenlerde bir televizyon programında aynı soruya cevap veremedi ve topu Yargı’ya attı. Hâlbuki Yargı da “tarafsız ve bağımsız” olmayıp Reis’in kontrolü altındadır.

 

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz:

 

Siyasi iktidar, PKK ile ilgili olarak gereğini yaparken, uzantısı olan HDP ile ilgili olarak eylemsiz kalması kabul edilemez.

 

Buna rağmen bu durum HDP’nin meşru bir siyasi parti olduğunu göstermez.

 

Sadece siyasi iktidarın acizliğini ortaya koyar.

 

Bu yalın gerçekler ortada dururken, Kılıçdaroğlu’nun ve İmamoğlu’nun eşlerinin (ve CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu’nun) eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi ile birlikte görüntü vermeleri doğru siyasi bir tercih değildir.

 

Gerçek CHPlileri ziyadesiyle incitir.

 

Biz ne CHP’nin HDP ile ittifakını ne de ittifak sonrası olan bu yakınlaşmasını içerimize sindiremedik, sindiremiyoruz.

 

Bu tür davranışlar, HDP’yi meşru bir parti gibi gösterme çabaları olarak değerlendirilir.

 

Sonuçta PKK’ya yararlar.

 

En sonunda da ABD’nin politikalarına hizmet ederler…

 

Bizim görüşlerimiz böyledir…

 

Saygıyla…

 

 

 

Sayın Uzunali;

(Ve diğer Aliler…)

 

Kılıçdaroğlu ve  İmamoğlu’nun eşlerinin CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile birlikte (ikinci kez)  HDP eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşine destek vermek amacı ile bir etkinlikte yan yana görüntü vermelerini eleştiren paylaşımlardan rahatsızlık duyduğunuz anlaşılıyor.

 

Bu iyi bir şey!

 

Bu eylemi bir suç gibi gösterdiğimiz şeklindeki eleştiriniz ise yersizdir.

 

Zira ortada bir suç olduğunu söyleyen yoktur!

 

Ayrıca dedikodu da yapmıyoruz.

 

Bir fikrin savunuculuğunu yapıyoruz.

 

Dolayısıyla bu konuda da haksızlık yapıyorsunuz…

 

Sadece gazetelerde yer alan gerçek olan bir durumu paylaştık. Sizi rahatsız eden nedir onu da anlayabilmiş değiliz. Umarım bu yoruma cevap yazarken rahatsızlığını da anlatırsınız.

 

Şimdi bizi rahatsız eden hususları anlatalım:

 

1.)    HDP, PKK’nın Meclis’teki uzantısıdır. Bu benim tespitim değil, kendilerinin itirafı ve kabulüdür. Kanıtlı ispatlı bir gerçekliktir. Herhalde buna itiraz edecek değilsiniz. Eğer itiraz ediyorsanız, Görevden alınan HDP’li belediyelerin, PKK’ya yaptıkları yardımları ve belediye olanaklarını nasıl kullandırdıkları ile ilgili haberlere göz atarak çıplak gerçeği öğrenebilirsiniz.

 

İlaveten, HDP’li belediyelerin “eş başkanları” Kandil’deki PKK yöneticileri tarafından atandığı ortaya çıkmıştır.

 

Bunun gibi yüzlerce kanıt HDP’nin PKK’nın Meclisteki “siyasi uzantısı” olduğunu ortaya koymaktadır.

 

 

2.)    PYD ise PKK’nın Suriye’deki uzantısıdır. PKK/PYD Amerika’nın Ortadoğu’daki “kara gücüdür”. Bunu da ben uydurmuyorum. Hem Amerikalı yetkilileri bunu söylüyorlar, hem de PKK/PYD yöneticileri bu durumu kabulleniyorlar.

 

 

3.)    Hal böyle olunca; HDP’nin, Amerikan politikalarını Türkiye’de uygulamakla görevli “siyasi” bir parti olduğu ortaya çıkıyor. Bu duruma kendilerinin bir itirazı yok. Sizin neden var onu şimdi anlatırsan iyi olur. Biz de aydınlanırız.

 

 

4.)    Amerika’nın Ortadoğu’da ve Türkiye’deki politikaları, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile formüle edilmiştir. Bu politikaların içerisinde 23 ülkenin sınırlarını ve rejimlerini değiştirmek de vardı. Türkiye de bu programa dâhildir. Yeni oluşacak devletler ve sınırları ile ilgili haritayı Amerikalılar bir NATO toplantısında paylaşmıştır. Haritayı Google’dan bulabilirsin…

 

 

5.)    Bu dört maddede özetlediğim hususlar, HDP’nin emperyalist ABD ile işbirliği içerisinde olduğunu ve son tahlilde ABD’ye askerlik yaptıklarını göstermektedir…

 

***

 

Yukarıdaki tespitlere bir itirazınız olacaksa, önce onları söyleyiniz. Karşı kanıtları göstereceğiz. Ondan sonra tartışmaya devam edebiliriz.

 

Eğer bir itirazın yoksa takip eden şu soruların cevaplarını düşünmenizi rica ediyorum:

 

Emperyalizmin çıkarlarını savunan böyle bir işbirlikçi parti ile Atatürk ve arkadaşlarının emperyalizme karşı mücadele ederken kurdukları Cumhuriyet Halk Fırkası’nın devamı olan CHP’nin, birlikte görüntü vermesi yakışık alıyor mu?

 

Böyle bir görüntü HDP ile PKK arasındaki organik ilişkiyi gizlemek çabası değil midir?

 

HDP ile ittifak da aynı mahiyette bir işbirliğini ortaya koymuyor mu?

 

HDP, Kurtuluş Savaşı yıllarında düşmanla işbirliği içerisinde olan Hürriyet ve İtilaf Partisi’ne ne kadar da benziyor değil mi?

 

Emperyalizmi ilk defa yenen “Tam Bağımsızlıkçı” Kuvayı Milliyecilerin partisine, ABD’nin 40 bin TIR silah vererek desteklediği ve 40 binden fazla insanımızı katleden bir terör örgütünün Meclis’teki uzantısını, meşru bir siyasi parti gibi göstermek, şanlı tarihini ve mirasını ret ve inkâr etmek anlamına gelmiyor mu?

 

BU SORULARIMA AKLA YATKIN; KANITLI, İSPATLI YANITLAR VERMENİZİ BEKLİYORUM…

 

BU ARADA SORULARINIZ DA OLACAKSA, ONLARI DA İLETİRSİN CEVAPLARIZ.

 

Gördüğün gibi dedikodu yapmıyoruz…

 

Ayağı yere basmayan eleştirilerinizi bile ciddiye alıp, gereğini yapıyoruz.

 

Sözlerimi bitirirken, bir hususa daha değinmek isterim:

 

Diyeceksiniz ki, madem HDP, PKK’nın uzantısıdır ve PKK da ABD’nin kara gücüdür, AKP iktidarı neden onlara 93 milyar TL seçim yardımı yaparak, parlamentoya girmelerine izin veriyor.

 

Bu sorunda yerden göğe kadar haklısınız.

 

(Bu yardımdan yola çıkarak; siyasi iktidar, terör örgütüne yardım yapıyor diyebilirsiniz.)

 

Aynı soruyu bizler de soruyoruz ve yargının gereğini yapmasını bekliyoruz.  

 

(Benim bu konuda bir fikrim var: CHP’nin oy toplama kaygısı ile HDP’ye yanaşacağı bilindiğinden ve CHP ile HDP gizli veya açık olarak ittifak halinde gözüktükçe halkın bu yapıyı asla iktidara getirmeyeceği tespit edildiğinden; iktidar HDP’nin siyasi faaliyetlerine izin veriyor. Bu şekilde de AKP alternatifsiz hale getirilerek iktidarının sürekliliği sağlanıyor. CHP sırtındaki PKK kamburu ile dolaşmaya mecbur bırakılıyor. 2002 yılından bu yana yaşadıklarımız bu değerlendirme ile bire bir örtüşmektedir. Fakat ne yazık ki, bu fikir CHP tabanında yeterince taraftar bulmadığı için parti  işgal altından kurtarılamamaktadır.) 

 

Aslında bu sorunun cevabını siyasi iktidar vermelidir. Siyasi iktidar adına İçişler Bakanı Süleyman Soylu, geçenlerde bir televizyon programında aynı soruya cevap veremedi ve topu Yargı’ya attı. Hâlbuki Yargı da “tarafsız ve bağımsız” olmayıp Reis’in kontrolü altındadır.

 

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz:

 

Siyasi iktidar, PKK ile ilgili olarak gereğini yaparken, uzantısı olan HDP ile ilgili olarak eylemsiz kalması kabul edilemez.

 

Buna rağmen bu durum HDP’nin meşru bir siyasi parti olduğunu göstermez.

 

Sadece siyasi iktidarın acizliğini ortaya koyar.

 

Bu yalın gerçekler ortada dururken, Kılıçdaroğlu’nun ve İmamoğlu’nun eşlerinin (ve CHP İstanbul İl Başkanı Kaftancıoğlu’nun) eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi ile birlikte görüntü vermeleri doğru siyasi bir tercih değildir.

 

Gerçek CHPlileri ziyadesiyle incitir.

 

Biz ne CHP’nin HDP ile ittifakını ne de ittifak sonrası olan bu yakınlaşmasını içerimize sindiremedik, sindiremiyoruz.

 

Bu tür davranışlar, HDP’yi meşru bir parti gibi gösterme çabaları olarak değerlendirilir.

 

Sonuçta PKK’ya yararlar.

 

En sonunda da ABD’nin politikalarına hizmet ederler…

 

Bizim görüşlerimiz böyledir…

 

Saygıyla…