KONUK YAZARLAR

AFGANİSTAN’DA NE İŞİMİZ VAR?

4 Temmuz 2021

Bu sorunun en doğru cevabını bulabilmek için Afganistan’ı biraz tanımak gerekir.

Bir de “Rusya ile ABD’nin Afganistan’da ne işi vardı” sorusunun cevabını bilmek tabii ki…

14 Nisan 1988 ‘de Cenevre’de, Afganistan, Pakistan, SSCB ve ABD temsilcileri anlaşmalar düzenlediler ve Afganistan’ın iç işlerine karışmama konusunda uluslararası garantiler ilan ettiler.

Afganistan’ın “iç işlerine” kimlerin karıştığı, bu anlaşmaların taraflarından zaten bellidir…

***

Şimdi biraz geriye doğru gidelim:

27 Nisan 1979’da gerçekleşen “darbe” ile komünizm yanlısı Afganistan Demokratik Halk Partisi’nin (AHDP) iktidara gelmesi üzerine; darbecilerin, geri kalmış ve neredeyse tümüyle İslamlaştırılmış toplumda, kısa sürede sosyalizmi inşa edeceklerine inanan SSCB, mevcut yönetiminin isteği üzerine, kapsamlı yardımlara başlamıştı.

Rusya Devlet Başkanı Putin, bugün yaptığı değerlendirmede; o gün için Sovyetler Birliği’ne dönük ve ne olduklarını açıklamadığı “gerçek tehditler de vardı” diyor.

Yapılan yardımların “trajikomik hata” olduğunu da kabul ediyor[1]…

***

Afganistan’da Yüzyıllara dayanan geleneklere, törelere ve dini temellere karşı darbe ile başlayan müdahale, komünizm karşıtlarınınhükümete karşı mücadelesini fena halde ateşlendirip, iç savaşı başlattı.

Dönemin ABD Başkanı Carter, gizli bir karar imzalayarak Afganistan’da hükümet karşıtı güçlerin desteklenmesineonay verdi.

Bu noktadan sonra savaş, Afganistan toprakları üzerinde, fakat gerçekte SSCB ile ABD arasında devam etti.

Bu savaşta 650 bin SSCB vatandaşı görev aldı; ne kadarının öldüğünü ise Ruslar hiçbir zaman söylemediler.

86 kişiye kahramanlık unvanı verdiklerini ve 200 binden fazla kişiye hizmetlerinden dolayı madalya ve nişan taktıklarını ise açıkladılar…

Yabancı kaynaklar, 9 yıldan fazla süren bu savaştan dönemeyen 15 binden fazla Rus subay ve erin olduğunu kayıt altına aldılar…

***

Afganistan’a girmenin maliyeti, ABD ve NATO’ya 2 trilyon dolara mal olmuştur.

İşgalden bu yana, Koalisyon güçlerine bağlı 3 bin 500’den fazla asker hayatını kaybetti.

Sadece ABD’nin asker kaybı Mart 2020 itibariyle 2 bin 452’yi bulmuştur.

Afganistan işgalinde, bugüne kadar resmi verilere göre 50 binin üzerinde de sivil hayatını kaybetti.[2]

Rusya için de ABD ve NATO için de Afganistan önemli bir ülkedir…

Bu yüzden Cenevre’de imzalanan anlaşmalarda SSCB ile ABD’nin de imzaları gözükür…

***

Nitekim Rusya Dışişleri Sözcüsü Mariya Zaharova diyor ki:

“Türkiye’nin Afganistan’da asker bulundurması Taliban ile ABD arasındaki anlaşmaya aykırıdır.”[3]

Benzer açıklamayı, Rusya Devlet Başkanlığı Afganistan Özel Temsilcisi Zamir Kabulav’da yaptı.[4]

Anlaşmayı imzalayanlar ABD ile Taliban’dır ama nedense sahiplenen Rusya’dır.

Kişisel fikrimi söylüyorum:

SSCB Afganistan’ı işgal ettiğinde ABD Taliban’a her türlü desteği vermişti; ABD Afganistan’ı işgal ettiğinde de Rusya Taliban’a her türlü desteği vermiştir.

“Çalma elin kapısını, çalarlar kapını” atasözü, Afgan topraklarında ete kemiğe bürünmüştür.

Sonunda iki süper devlet de Afganistan’dan “çekilmek” zorunda kalmışlar, meydanı Taliban’a bırakmışlardır.

Bu anlamda terör örgütü Taliban’ı muhatap kabul edip, meşrulaştıranlar ABD ile Rusya’dır…

***

Orta Asya’nın güneyinde; denize kıyısı olmayan bir ülke olan Afganistan’da, İran asıllı Peştun ve Taciklerle, Hazara ve Özbek Türkleri yaşamaktadır.

Toplumun yüzde 3’ünü de Türkmenler oluşturmaktadır.

Türk asıllı toplulukların genel nüfusa oranı, yüzde 21 (yaklaşık 9 milyon) kadardır.

Nüfusun yüzde 99’u Müslüman olup, bunların yüzde 80’i Sünni’dir.

Pakistan’daki medreselerde eğitim görmüş, savaş kaçkını Peştun mültecilerden oluşturulan ve radikal İslamcılığı benimseyen Taliban, Pakistan’daki en kalabalık etnik gruptur.

1989’da Sovyet güçlerinin geri çekilmesinden sonra, merkezi hükümetin zaaflarından yararlanarak iktidara gelmişler ve ülkenin büyük bölümünü 5 yıl kontrolleri altında tutmuşlardır…

Taliban’ın iktidarda olduğu 1996-2001 yılları arasında, kız çocuklarının eğitim görmesi yasaklanmıştı…

***

Pek çok uluslararası kuruluşun üyesi olan Afganistan, satın alma gücü “paritesine” göre 72,9 milyar dolarlık gayri safi yurt içi hasılası ile dünyanın 96. büyük ekonomisi olmasına rağmen, 2018 verilerine göre kişi başına düşen milli gelir sıralamasında 186 ülke arasında 169. sıradadır.

Fert başına düşen milli gelir bakımından, dünyanın en yoksulülkeleri arasındadır.

ABD ve Koalisyon güçleri, 11 Eylül saldırılarının sorumlusu ilan ettiği El-Kaide’nin[5], bu bölgede yerleşik olduğunu ve Taliban yönetiminin bunlara müdahale etmeyip, aksine kaynak sağladığı iddiasını ileri sürerek, 7 Ekim 2001 tarihinde Afganistan’ı işgal kararı almışlardır.

ABD Başkanı George W. Bush, “terörle mücadele” politikası kapsamında El-Kaide lideri Usame Bin Ladin’in yakalanmasına kadar sürecek bu savaşı başlatmıştır.

Aynı zamanda Taliban ve yandaşlarının da ortadan kaldırılmasıplanlanmıştır.

El-Kaide’nin kökeni, Sovyetler Birliği’nin Afganistan’a müdahalede bulunduğu döneme kadar dayanır.

1988 yılında kurulmuştur, BM Güvenlik Konseyi, NATO ve AB gibi uluslararası kuruluşlar ile birçok ülke tarafından terör örgütüolarak tanımlanmıştır.

Örgüt lideri Usame Bin Ladin, 2 Mayıs 2011 tarihinde ABD’ye bağlı kuvvetler tarafından öldürülmüştür…

***

Afganistan’ı, 2 bin 500’ü ABD’den olmak üzere 36 üye ülkeden (Koalisyon) olmak üzere; yaklaşık 10 bin asker ile 20 yıla yakın işgal altında tutan ABD ve NATO, sonunda “çekilme”kararı aldılar.

Büyük devletler yenilgilerini gizlemek için genellikle “çekilme” sözcüğünü kullanırlar.

Daha anlaşılır bir ifade ile söylersek; SSCB gibi ABD, terör örgütü diye tanımladığı Taliban karşısında diz çökmüştür.

Emperyalizm Asya’da bir kez daha yenilmiştir!

***

Öyle ki, ABD, anlaşmayı Taliban ile yapmak zorunda kalmıştır![6]

Şubat 2020’de Katar’da imzalanan anlaşmada, eski ABD Başkanı Donald Trump da tüm ABD ve NATO askerlerinin 1 Mayıs tarihine kadar çekilmesini kabul etmişti.

ABD Başkanı Joe Biden ise nisan ayında yaptığı açıklamada, askerlerinin tamamının çekilmesinin 11 Eylül’de tamamlanacağını açıklamıştı.[7]

Brüksel’deki NATO Zirvesi sonunda, Genel Sekreter Jens Stoltenberg, Afganistan’daki uluslararası Kabil Havalimanı’nın kontrolünün ve güvenliğinin NATO’da kalmaya devam edeceğini açıklamıştı.

Bu kasamda:

Katar’da İttifak bünyesinde Afgan özel güvenlik güçlerine ülke dışında eğitim verilecekmiş.

Afgan güvenlik güçlerine maddi kaynakaktarılacakmış.

Danışmanlıkyapılmaya devam edilecekmiş.

Havalimanı ile birlikte diğer bazı altyapıların güvenliğisağlanacakmış.

Bu başlıklar, yenilgiye “çekilme” kılıfını uydurmaktır.

Bunların nasıl hayata geçirileceklerini zaman içerisinde göreceğiz.

İşte tam da bu noktada Türkiye devreye giriyor/sokuluyor!..

***

7 Mayıs’ta Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yaptığı açıklamada, ABD ve diğer güçler çekildikten sonra, Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nın güvenliğinin Türkiye tarafından sağlanabileceği teklifi yapılmıştı.

Ardından Pentagon Sözcüsü John Kirby, bu konuda Türkiye ile ön görüşmeler yaptıklarını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararına saygı duyduklarını duyurmuştu.[8]

Bu açıklamalar üzerine, Türk kamuoyunda yeni bir tartışma başladı:

Bir kesim, ABD’nin Afganistan’daki “kara gücü” olmayalım demeye başladı.

Bir kesim, Suriye’de düştüğümüz hatayı Afganistan’da tekrar etmeyelim diyor.

Libya’da ne işimiz var, Suriye’de ne işimiz var, Irak’ta ne işimiz var nakaratını tekrar ederek bugünlere gelenler ise şimdi de Afganistan’da ne işimiz var diyor…

Ağzı olan konuşuyor işte…

***

Türkiye’nin Afganistan ile tarihsel bağları vardır.

Afganistan halkının önemli bir kesimini soydaşlarımız oluşturuyor.

Afganistan, ekonomisi ile dünya devlerini kuşatan Çin’e komşu bir ülkedir.

Çin, arka bahçesi sayılan Afganistan’da, ABD’nin (veya ABD’ye yakın bir yönetimin) olmasını ister mi?

Pekin yönetimi, Afganistan üzerinden Orta Asya, Pakistan ve İran’a ulaşmak istemektedir.

Çıkış kapısıdır.

Pekin’in tüm bu girişimleri, aslında 2013 yılında açıkladığı “Kuşak-Yol Projesi’yle de yakından ilişkilidir.

Bu büyük proje ile bağlantılı olarak, 15 Mayıs 2017 tarihinde iki ülke arasında ticaretin geliştirilmesi ve gümrük alanındaki aktivitelerin kolaylaştırılmasını hedefleyen gümrük işbirliği anlaşması imzalanmıştır[9]…

***

Daha da önemlisi:

Dünyadaki eroin üretiminin yüzde 90’ı Afganistan’da yapılmaktadır.[10]

Afyon üretimi, dünyada yoğun olarak iki bölgede gerçekleştiriliyor.

Bunlar; Altın Üçgen ve Altın Hilal olarak anılıyorlar.

Altın Üçgen içinde yer alan ülkeler; Burma, Tayland, Laos ve Vietnam.

Altın Hilal’de ise İran, Pakistan ve Afganistan’dır.

Uyuşturucu üretimi bile, tek başına Afganistan’ın kontrolününne kadar önemli olduğunu göstermeye yetiyor da artıyor bile…

***

Bu uzunca tanıtımdan sonra, kısaca bir iki hususa temas ederek bitiriyorum:

Büyük ve köklü devletlerin sürekli dostlukları ve düşmanlıkları olamaz, gerçeğini aklımızın bir köşesinde tutarak yüksek sesle düşünmeye başlayalım.

ABD ve NATO dostumuz mudur düşmanımız mı sormuyorum, çünkü gereksiz bir sorudur.

Rusya ile ABD ve müttefiklerinin Afganistan’da yenildiklerive Asya’nın bu önemli coğrafyasında ciddi bir boşluk yarattıkları tartışmasızdır.

Yenilen büyük devletler, genellikle kendilerine yakın bir yönetimi iş başına getirerek çekilirler.

Çekildikleri ülkedeki çıkarlarını ise işbirlikçileriaracılığı ile sürdürmeye devam ederler…

NATO’daki görevleri nedeniyle Afganistan’da bulunan fakat oradaki askeri operasyonlara katılmayarak –sadece insanı amaçlı işlerde görev almıştır- Afgan halkının sempatisini kazanan Türkiye Cumhuriyeti’nin, bir ayağının Asya’ya sağlam basmasını sağlayacak olan bu yeni görevi, sulandırmak akılsızca bir iştir.

Emperyalist ülkelerin çekilmek zorunda kaldığı önemli bir ülkede, Türkiye’nin varlık göstermesi, her şeyden önce süper güçlere karşı elimizi güçlendirir.

Uluslararası alanda, itibarı yüksek olan Türkiye’nin sözü daha çok dinlenmeye başlanır.

Akdeniz’deki çıkarlarımızdan, Afrika’dakilere, oradan Karadeniz’e kadar ekonomik, siyasi ve askeri hedeflerimize daha çok yaklaşmış oluruz.

Türkiye “çekim merkezi” haline gelir…

***

Bu kadar basit meseleyi göremeyen siyasi partilerin, Türkiye’yi yönetmek üzere halktan yetki istemeleri gerçekten acı ve üzüntü vericidir.

Taliban’ın, Türk askerini Afganistan’da istememesini, “egemen devlet” görüntüsü vermek için yapılmış bir açıklama olarak anlamak gerekir.

Rusya ve ABD’nin Afganistan’da yaptıklarından sonra, Afgan halkının en kolay kabulleneceği güç Türk Silahlı Kuvvetleridir…

Bugün itibariyle Türkiye’de 500 binin üzerinde Afganlı mülteci barındığını da unutmamak gerekir.

Bu olgu, Türkiye’nin Afganistan’daki en etkili silahı olarak değerlendirilebilir…

Afganistan’da iç savaşın devam etmesi ise, AB’ye özellikle de Macaristan’a yeni göç dalgalarının geleceği anlamına gelir.

Böyle bir gelişmeyi istemeyen AB, Afganistan’da iç savaşın bitirilmesini, ABD’ye ve diğer NATO üyelerine dayatmıştır

Bu dayatmanın bir diğer adı da yenilgiyi kabullenmektir…

***

Bu gelişmelerin ortaya çıkarttığı yeni durumu, Türkiye bir fırsatolarak değerlendirebilir:

Türk Silahlı Kuvvetlerini NATO’nun Asya’daki “kara gücü” haline dönüştürmemek için ulusal çıkarlarımız çerçevesinde olayları değerlendirmek ve 83 milyon Türk halkını; tek bir yürek ve tek bir yumruk gibi hareket ettirmek gerekir.

Bunun için iktidar ile muhalefetin “hep bir ağızdan türkü söylemesi” gerekir.

Muhalefet, söylemleri ile iktidarı cesaretlendirmelidir.

Tüm sivil toplum örgütlerinin, ulusal konularda hükümete destek vermeleri gerekir.

Ancak öyle olursa, yöneticilerimiz de küçük çıkarlarını ülke çıkarları ile değiştirmek gibi hatalı yollara sapamazlar.

Böyle politikalar Devlet Politikası olarak kabul edilmelidir…

Bu yüzden “Türkiye’nin Afganistan’da ne işi vardır” sorusu yerine, TÜRKİYE’NİN AFGANİSTAN’DA ÇOK İŞİ VARDIR diyerek kollarımızı sıvayıp, derhal işe girişmemiz gerekir…

Son derece açıktır ki:

Emperyalizm bir kez daha Asya’da yenilmiştir ve bu durumu doğru değerlendirmemiz gerekir…

Türk askerlerinin Afganistan’daki başarısı; Asya’daki diğer Türk devletleri ve toplulukları ile kalıcı ilişkiler kurmamızın kapısını aralayacak; yıllardır “hayal” gibi gördüğümüz “dayanışma” için hiç olmayacağı kadar “artı güç” toplanmasını sağlayacaktır…

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:

(1) https://tr.sputniknews.com/analiz/201502171014023497/

(2) https://www.evrensel.net/haber/430955/afganistan-birlikte-gittiler-birlikte-yenildiler-birlikte-cekiliyorlar

(3) https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/rusya-disisleri-turkiyenin-kabildeki-havalimaninin-guvenligini-ustlenmesi-abd-taliban-anlasmasina-aykiri-olur-1845200

(4) https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/putinin-afganistan-ozel-temsilcisinden-afganistan-aciklamasi-abdyi-isaret-etti-1828087

(5) https://tr.wikipedia.org/wiki/El-Kaide

(6) https://tr.euronews.com/2020/09/13/katar-da-hukumet-ile-bar-s-masas-na-oturan-taliban-dan-afganistan-da-18-sald-r-

(7) https://www.dw.com/tr/biden-sonsuz-sava%C5%9F%C4%B1-bitirme-zaman%C4%B1-geldi/a-57209062

(8 ) https://www.trthaber.com/haber/dunya/pentagon-kabil-ile-ilgili-turkiye-ile-on-gorusmeler-yapildi-587449.html

(9) https://www.ankasam.org/cinin-kusak-yol-projesinde-afganistanin-rolu/

(10) http://www.olaganustukanitlar.com/dunyadaki-eroin-uretiminin-%90indan-afganistan-sorumlu/

[1] https://tr.sputniknews.com/analiz/201502171014023497/

[2] https://www.evrensel.net/haber/430955/afganistan-birlikte-gittiler-birlikte-yenildiler-birlikte-cekiliyorlar

[3] https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/rusya-disisleri-turkiyenin-kabildeki-havalimaninin-guvenligini-ustlenmesi-abd-taliban-anlasmasina-aykiri-olur-1845200

[4] https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/putinin-afganistan-ozel-temsilcisinden-afganistan-aciklamasi-abdyi-isaret-etti-1828087

[5] https://tr.wikipedia.org/wiki/El-Kaide

[6] https://tr.euronews.com/2020/09/13/katar-da-hukumet-ile-bar-s-masas-na-oturan-taliban-dan-afganistan-da-18-sald-r-

[7] https://www.dw.com/tr/biden-sonsuz-sava%C5%9F%C4%B1-bitirme-zaman%C4%B1-geldi/a-57209062

[8] https://www.trthaber.com/haber/dunya/pentagon-kabil-ile-ilgili-turkiye-ile-on-gorusmeler-yapildi-587449.html

[9] https://www.ankasam.org/cinin-kusak-yol-projesinde-afganistanin-rolu/

[10] http://www.olaganustukanitlar.com/dunyadaki-eroin-uretiminin-%90indan-afganistan-sorumlu/

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir