KONUK YAZARLAR

128 NE Kİ!..

18 Nisan 2021

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan:

128 milyar doların bir bölümü kasadadır, bir bölümünü salgında kullandık” dedi.

Erdoğan sadece AKP Genel başkanı değil, Cumhurun da başıdır ve aynı zamanda da başkomutandır.

Sözüne inanacağız elbette.

Ve de her zeminde onu savunacağız.

Haa! Ne kadarı kasadadır diye soruyorsanız, o başka…

Birazdan o soruya cevap verecek bir “bürokrat” getireceğim karşınıza…

***

Nam-i diğer “Jöleli” uzun süredir gözlerden ıraktı.

Gerçek adı Yiğit Bulut olan bu zat ekonomisttir, tıptan anlamaz!

Söz sırası geldi sahne aldı:

Merkez Bankasının hiç 128 milyar doları olmadıki…” dedi.

Kestirip attı!

Aferin delikanlıya…

***

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, hukukçudur ve 4 dönem AKP milletvekili olarak Mecliste yerini almıştır.

Dağ:

Muhalefet, ajansları vasıtasıyla 7/24 yalan ve iftira üretmekten başka bir şey yapmıyor. ‘128 milyar dolar’ meselesi de bunlardan biridir” dedi.

Bir ara, “Para kasadadır” da demişti…

Bize böyle, “dağ gibi” siyaset adamları lazımdır.

Öyle değil mi?

***

AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli:

Paranın Türk halkının evinde ve banka hesaplarında olduğunu” ileri sürdü…

Döviz hesabımı kontrol ettim:

Bakiye:

Sıfır gözüküyordu!..

Belli ki sizin hesaplara kaymıştır!..

Bir göz atsanız diyorum…

***

Ekonomist-gazeteci Emin Çapa, doğru yere bakmamız için önce bir açıklama yaptı:

Sabit Kur Sisteminde (eski sistem) Merkez Bankası, ilan ettiği kur üzerinden döviz satmak zorundadır.

Serbest Kur Sisteminde (şimdiki sistem) ise Merkez Bankası, piyasalara göre hareket eder; döviz satmak zorunda değildir.

Demek istiyor ki:

Merkez Bankasının (ve Hazine’nin) başına ehliyetsiz-liyakatsız ve dahi basiretsiz yöneticiler getirildiği için bu hazine zararı oluşmuştur…

Eşkiyalar bankayı soymadığına göre, büyük olasılıkla öyledir…

***

CHP Milletvekili İlhan Kesici, gerçekten de işinin erbabıdır.

Öyle bilinir.

Televizyonda bir programa katıldı, ona da 128 doların ne olduğunu sordular.

Şimdi söylersem kendi sorumuzu kırmış olurum” dedi.

“Soruyu kırmak” da ne demektir?

Kendi adıma bir şey anladıysam Arap olayım!

Sanırım, banka kayıtlarında her şey bellidir, hiçbir şey kaybolmaz; gün gelir bilanço okumayı bilenler gerçeği görüp, açıklarlar demeye getirdi.

***

Dört gözle Devlet Bahçeli’nin bu 128 milyar dolar işine ne diyeceğini bekliyordum.

CHP’nin bu konu ile ilgili olarak TBMM’ne verdiği genel görüşme önerisine red oyu verdi.

Bahçeli, meselenin ne olduğunu halkın bilmesini istemiyor galiba.

Neden acaba?

Bilecek de ne olacak zair!..

***

Sonra Hakan Topkurulu manşete çıktı.

5 başlık halinde konuyu özetledi.

Sonuç olarak dedi ki:

Üzerinde fırtına kopartılan para 20-30 milyar dolardır.”

20 ile 30 arasında 10 milyar dolar fark vardır.

Ve:

10 milyar dolar ihmal edilir bir rakam olarak gösterilemez!

Yapma öyle Hakan Bey!

Beyefendi, 128 milyar doların erimesini Merkez Bankasının uyguladığı “serbest kur” sisteminin bir sonucu olarak gösteriyor.

Sabit kur” da uygulansaymış yine aynı şey olabilirmiş diyor.

“Uygulanması gereken tek politika Vatan Partisi’nin ‘Direnme Ekonomisi’ politikasıdır” diyerek sözlerini bitirdi…

doğruya doğru; ben bir şey anlamadım dediklerinden.

Biz 84 milyon halk, 128 milyar doların ne olduğunu arıyoruz.

Peki, öyleyse; sen bize 20-30 milyar dolar arası olan kayıp paranın yerini söyle!

***

57. Hükumetin Ekonomi Bakanı Masum Türker, daha temkinli:

Kayıp rezerv iddialarının gerçeği yansıtmadığını ifade etti.

Gerçek ne peki?

Onu da demedi.

Peki, kayıp dolarlar, olmaları gereken yerde, yani Merkez Bankası’nın kasasında mı yoksa başka yerdeler mi?

Bu soruya yanıt vermedi eski bakan.

“R”lerin üzerine basarak bir sürü laf salatası etti, sonra da çekip gitti…

***

Merkez Bankası’nın son Başkanı Şahap Kavcıoğlu:

Dünyanın hiçbir yerinde bu tür karşı taraf ayrıntıları açıklanmaz” diyerek “ticari sır” kavramına sığındı.

Demek istedi ki:

Yaklaşık 2 yıl içerisinde Merkez Bankası veya Hazine’nin düşük kurdan dövizleri kimlere sattığını söylemeyeceğiz, çünkü bu ticari sırdır ve bizim müşterilerimizin ismi, 84 milyonun merakını gidermekten çok daha önemlidir…

Bir kez daha eğilip, Kavcıoğlu’nun ne dediğine kulak verelim:

Yeni Merkez Başkanımız:

Kayıp bir varlık yok” dedikten sonra, 128 milyar doların nerede olduğunu şöyle açıkladı:

Otomatik işlem platformlarında gerçekleşen bu işlemlerin karşı tarafları yurtiçi ve yurtdışı piyasa yapıcı bankalardır.”

Daha ne desin birader!

Kayıp olduğu iddia edilen ve Türk Milletine ait olan o para, şimdi yerli ve yabancı bankalardadır ve artık paranın sahibi onlardır diyor…

Birbiriyle bu kadar çelişen açıklamaları kim nasıl düzeltecek çok merak ediyorum.

Eskilerimiz, “zırva tevil kaldırmaz” derlerdi…

Bakalım şimdi kaldıracak mı?

***

Türk halkının mizah yeteneği karşısında, bu olay nedeniyle bir kez daha şapka çıkartıyorum.

Özellikle de “128 milyar dolar nerede?” afişlerinin “Cumhurbaşkanına hakaret” kabul edilip toplatılmaları üzerine, geliştirdikleri dili alkışlıyorum.

Yurttaşlar, 2. Abdülhamit dönemine gönderme yaparak, 128’i değişik şekillerde piyasaya sürdüler.

Bir de 128 milyar doların ne kadar büyük para olduğunu anlatmak için akılda kalacak ilginç kıyaslamalar yaptılar:

Ekonomiyi iyi bilen biri dedi ki:

128 milyar dolar Fas’tan Marshall adalarına 50 ülkenin gayrisafi yurt içi hasılasından fazladır.

Bir diğeri, 128 milyar dolarla neler yapılabileceğini hesapladı:

Bu kadar parayla; 106 adet Osmangazi Köprüsü yapılabiliyor veya 1422 adet F-35 savaş uçağı satın alınabiliyormuş.

8 milyon üniversite öğrencisine 2000 ay boyunca KYK bursu, 10 milyon asgari ücretliye 36 ay boyunca maaş ödemesi yapılabiliyormuş.

Tam kapanma uygulansaydı, 84 milyon vatandaşın her birine1500 dolar nakit yardım yapılabilirmiş.

Akıllının biri çıkmış başka bir hesap yapmış:

Her saat 25 bin dolar biriktirmeyi başarabilseydik; günde 600 bin dolarımız olurdu.

Yılda 219 milyon dolar demektir bu.

İstanbul’un fethinden bu yana 568 yıl geçti; çarparsak 124 milyar 392 milyon ediyor.

Yine de 128 milyarı biriktiremezdik!..

Anlayın artık!

Bu kadar parayla, iki defa “Kanal İstanbul”u inşa edebilirdik.

Şimdi mecburen, devlet garantili yap-işlet-devret yöntemini deneyeceğiz…

Eriyen Merkez Bankası rezervi o kadar büyüktü anlayacağınız…

***

Y-CHP’nin de hakkını teslim etmek gerekir, kedi olalı ilk defa bir fare yakalayabildiler; 19 yılda ilk defa gündemi onlar belirlediler…

Tebrikler!..

Şimdi “fezleke”yi hak ettiniz…

Av. Cemil Can

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir