KONUK YAZARLAR

KORKACAK BİR ŞEY YOK!..

HDP barajı aşarsa_1

 
HDP baraji gecerse_11

Y-CHP’ye ve HDP’ye oy verecek kalın kafalı arkadaşlarıma bir kez daha söylüyorum:

CHP’nin işgal altında olduğunu; işgal birliğinin başında Dersimli Kemal’in bulunduğunu kabul ettiğinize göre, ne diye Y-CHP’ye oy vermekte ısrar ediyorsunuz?

Atatürk’ün CHP’si değiliz”, “6 Ok’u yeniden yorumlamak gerekir”, “En hızlı dönüşen parti CHP’dir” ve “1930’ların CHP’si değiliz” diyen bir anlayışın, CHP ile bir ilgisi olmayacağı son derece açık değil mi?

CHP ile Y-CHP’nin tek benzer tarafı 6 Ok’lu bayraktır!..

AKP’yi iktidardan düşürmek için ne Y-CHP’ye oy vermek ne de HDP’ye barajı atlatmak geçerli yol değildir.

Bu siyasi iktidardan kurtulmanın tek yolu; tutarlı, kararlı, Atatürkçü ve 6 Ok’u programına yerleştirmiş ayrı bir siyasi oluşumda örgütlenip, iktidar mücadelesi vermektir…

Bu defa da Dersimli Kemal’e oy verelim, başarısız olursa o zaman değiştiririz” diyenler, derin uykudadırlar ve hayal dünyasında geziniyorlar!

Seçmenerin bireysel kararları Y-CHP yönetimini değiştirmeye yetmez.

CHP’deki delege sistemini bilmeyenlere, Cumhurbaşkanlığı seçimi yenilgisinden sonraki kurultayı hatırlatıyorum.

Dersimli, Ekmeleddin’i aday göstermesine karşı gelenlere ne diyordu?

Her kararın bir faturası var…

Peki, o faturanın bedelini ödedi mi?

Hayır…

Tam aksine yenilgisinin sebeplerinin tartışılacağı kurultayda, bu konuya hiç değinmediği gibi, kurultay isteyen ulusalcıları tasfiye etti

Böyle bir genel başkana güvenilebilir mi?

Bu seçim yenilgisinden sonra da aynı şeylerin yaşanacağından kimsenin kuşkusu olmasın.

Fala bakmıyorum…

Y-CHP’deki hastalık, Baykal’ın CHP’sinden gelmektedir; aynıdır, kronikleşmiştir ve tedavisine hiç başlanmamıştır…

Dersimli Kemal komutasındaki İşgal Birliği, Önder Sav’ın güvenilmez delege yapısına sızmış ve partiyi kolaylıkla ele geçirmiştir…

Dolayısıyla Dersimli Kemal ile ekibinin başarısız olma ihtimaline göre, yapılan konuşlanmalardan hiçbir sonuç alınamayacaktır!..

İktidar olmanın getireceği oy kaybına paralel, muhalefetin eski oyunu korumasını “başarı” gibi sunmak istiyor…

Muhalefette iken zayıflamayı başarabilen tek lider olan Dersimli Kemal’in başarı tanımı da bir acayiptir…

Bu durum açık-seçik görüldüğüne göre, AKP gibi, Y-CHP’den de kurtulmak şarttır!..

Dersimlinin, “haciz memuru” Kemal Derviş’e ekonomiyi teslim edeceği, PKK ile açılımı sürdüreceği, yeni anayasa yaparak anayasadan “Türk”ü ve “Türklüğü” çıkaracağı sır değildir!..

O halde Y-CHP’nin AKP’den ne farkı vardır?

Y-CHP’nin, Ordumuzun kahraman subaylarına, yurtsever aydınlarımıza ve gazetecilerimize kumpas kuran, üniversite ve KPSS sınav sorularını çalarak çocuklarımızın geleceğini karartan Cemaat’i koruyup kollayacağı da kesindir!..

Çünkü Y-CHP bir AB-ABD projesidir!..

Bunun için Y-CHP’nin olası iktidarı, küresel güçlerin iktidarı olacaktır…

Dersimli Kemal, AKP’nin iktidarına da karşı değildir!..

Onun bütün derdi, görevini yerine getirebilmektir!

Vitrine yerleştirerek kullandırdığı kişiler ise risksiz muhalefet yapabilmek için vatanı bile satabilirler.

Y-CHP görevini en iyi muhalefette iken yapabiliyor…

Ordu darbecilerden temizlensin”, ”Bırakalım yargı çözsün” “Türkiye’de şeriat tehlikesi yoktur”, “Yargıda Cemaat yapılanması olduğunu söyleyemem”, Türbanı biz çözeriz” vb. gibi söylemlerle, AKP karşıdevriminin önündeki taşları kim temizlemiştir?..

Hakkını teslim etmek gerekir. Dersimli Kemal, görevini bu başlıklar altında eksiksiz olarak yerine getirmiştir…

Onun şimdiki görevi; Atatürkçülerin önünü kesmek, partileşmelerini engelleyip, “Yeni Anayasa” yapılmasına katılarak, karşıdevrimi güvence altına almaktır

Y-CHP yönetimi, AKP iktidarının işlediği tüm suçlara göz yummak ve yardım etmek suçlarından yargılanacak durumdadır!..

Bunun için, AKP ile koalisyon yapmaya her zaman hazırdır…

Ancak bu şekilde kendilerini güvende hissedebilirler!

Halka gösterecekleri bahane; hiç şüphe yok ki “AKP’yi frenlemek” olacaktır…

Böyle bir koalisyonun anlamı; AKP’nin iktidarını sürdürmesi, ve karşıdevrimini tamamlamasıdır…

Bu bağlamda denebilir ki, Y-CHP, AKP iktidarından çok daha tehlikelidir!..

Çünkü AKP iktidarını tanıyoruz ve ne yapmak istediğini biliyoruz. Onlar bizi kandıramazlar…

Yürürlükteki programını çiğneyen Y-CHP’yi ise hiç tanımıyoruz!..

Y-CHP’nin, tanıdığımız CHP ile bir ilgisinin olmadığı açık-seçik ortaya çıkmıştır.

CHP’den dönüştürülmüş bir partidir ve biz ancak ne yaptığından görevinin ne olduğunu çıkartabiliyoruz…

O bakımdan Y-CHP’ye karşı önlem almamız oldukça zordur…

Hal böyle olunca; Y-CHP’yi destekleyerek tehlikeyi daha da büyütmek aymazlıktır ve en büyük akılsızlıktır…

Y-CHP’yi destekleyip güçlendirirsek, daha sonra yönetimini değiştirmek istesek de bunu başaramayız!

Y-CHP’yi eski CHP’ye dönüştürebilmek için, destekleyerek verdiğimiz gücün çok daha fazlasına ihtiyaç duymak zorunda kalabiliriz…

Bu gücü, yeni örgütlenme için harcamak çok daha doğru değil mi?

Aynı zamanda, zaman kaybını da önlemiş oluruz…

Belki biraz tuhaf gelecek ama, küresel güçlerin örgütü haline gelen Y-CHP’yi desteklememek bugün yurtseverliğin bir gereği olarak gündeme gelmiş bulunmaktadır…

Bu seçimlerin en doğru stratejisi; özü-sözü bir olan, eylemiyle-söylemiyle Atatürkçü çizgide duran, Vatan Partisi’ni desteklemektir…

Halkın iktidarının önü ancak bu şekilde açılabilir…

***

baraji-asamazsak-1

HDP’ye oy verip, barajı atlatarak, AKP’nin iktidardan düşürülebileceğini savunanlar, korkunç ve affedilmez bir yanılgı içerisindedirler…

Usta yazarlar; Bekir Coşkun ve Emin Çölaşan ile dünya çapındaki piyanistimiz Fazıl Say gibi iyi niyetinden kuşku duyulmayan yurtseverler, aritmetik bilimine uzak olduklarından, küresel güçlerin yalanları ile kolayca aldatılabilmektedirler!…

Bu tanınmış kişiler, kendi aldatılmışlıkları bir yana, sevenlerini de aldatmak gibi bağışlanamaz bir hata yapmaktadırlar!..

HDP’nin barajı geçmesi ile kazanacağı milletvekilleri, ilk bakışta AKP’nin kaybedeceği milletvekilleri gibi gözükse de, gerçek asla böyle olmayacaktır…

AKP, kaybettiği milletvekillerini HDP üzerinden tekrar kazanmış olacaktır!..

Çünkü AKP ile HDP/PKK aynı projenin ortaklarıdır

Bunu sağır sultanlar bile duymuştur.

Dolmabahçe’de 10 madde üzerinde yaptıkları anlaşmayı unutmuş olamazsınız!

Bu iki partinin milletvekilleri toplamı, hükümeti kurmaya yeterse, birlikte koalisyon kuracaklarına kimsenin şüphesi olmasın!

Aksini düşünmek budalalıktır…

Çünkü bu iki parti, Büyük Orta Doğu Projesi’nde gönüllü olarak rol almayı kabul etmişlerdir…

Bunu da unutmuş olamazsınız!

Dolayısıyla HDP’nin barajı aşması ile AKP iktidardan düşürülemez!..

Tam aksine yeniden AKP’nin iktidara getirilmesi sağlanmış olacaktır…

AKP ile HDP’nin oyları koalisyona yetmez ise, bu defa devreye Y-CHP sokulacaktır.

Y-CHP, bu yarışta eküri at olarak koşmaktadır.

Çünkü Y-CHP de birinci sınıf bir ABD projesidir…

AKP’den kısa vadede olmasa bile, orta vadede kurtulmanın tek yolu: Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye’yi şiar edinmiş, yakın geçmişte anti-emperyalist, anti-faşist mücadelesi sınanmış, Atatürk İlkelerini tam özümsemiş ve 6 Ok’u programının merkezine yerleştirmiş olan Vatan Partisi çatısı altında örgütlenmektir…

***

PKK’nın Meclise sokulması sonucunu doğuracak olan HDP’ye baraj atlatmatuzağına düşmemek için (Vatan Partisi’nin yok sayıldığı) TAHMİNİ veriler üzerinden yapılan aritmetik hesabı incelemekte yarar vardır…

Yukarıdaki iki tablo, hükümet seçenekleri hakkında fikir vermesi bakımından önemlidir.

Küresel güçlerin yaratmaya çalıştığı algıya uygun olarak seçilen; fakat gerçeğe yakınlığı tartışmalı olan bu verilerle bile, yaşatılmak istenen korkunun gerçekleşme olasılığının oldukça zayıf olduğu görülmektedir…

Bu çalışmada; AKP’nin oy oranı yüzde 41’den başlatılmış ve yüzde 51’e kadar alınmıştır. Buna rağmen, tek başına iktidar olması ve anayasayı değiştirecek güce ulaşması oldukça zor görünmektedir…

TÜRK TOPLUMU; ARİTMETİK BİLİMİNDEN BİRAZ UZAKTA DURDUĞU İÇİN “HDP BARAJI AŞARSA, AKP TEK BAŞINA İKTİDAR OLAMAZ” YANILGISINA DÜŞÜRÜLMEYE ÇALIŞILMAKTADIR…

YOĞUN BİLGİ KİRLİLİĞİ ALTINDA, AYDIN BİLDİKLERİMİZ BİLE KOLAYLIKLA BU TUZAĞA DÜŞEBİLMEKTEDİR

TABLOLARIN BİRİNCİSİ; HDP’NİN BARAJI AŞMASI  VE AŞAMAMASI DURUMLARINA GÖRE, AKP‘NİN ALABİLECEĞİ MİLLETVEKİLİ SAYISINI VE İKTİDARA GELME OLASILIĞINI GÖSTERMEKTEDİR…

GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ GERÇEĞİ TAM OLARAK YANSITMAYAN BU TABLO GERÇEKLEŞSE BİLE, KORKULACAK BİR ŞEY YOKTUR!..

BU NEDENLE;

VATAN’IN BÜTÜNLÜĞÜ İÇİN VATAN PARTİSİ’NE OYVERİLMESİNDE HİÇBİR SAKINCA BULUNMAMAKTADIR!..

BENİM OYUM VATAN PARTİSİ‘NİNDİR!..

Av. Cemil Can, 04.06.2015/ANKARA