KONUK YAZARLAR

“PKK’YI KURTARMA EYLEM PLANI”DIR!..

 afrin_kobana_cizre_1

Ekonomik durumumuz:

12 senede milli gelirimiz 3‘e katlanmış çok şükür. Ama sadece son 6 senedeki dış borcumuz 7‘ye katlanmış. 2014 itibariyle 373 milyar dolar olan bu borcun, 220 milyar doları özel sektöre aitmiş. 2000’e kadar 46′yı bulan AVM sayısı, 2014 itibariyle 300‘ün üzerine çıkmış… Küçük esnaf olarak isimlendirilen; bakkal, kasap, manav gibi meslekler tarihe karışmış artık. Bir kısmı AKP’nin il ve ilçe yönetim kurulu görevlerine getirilmiş, geri kalan özelleştirmelerde ihale sırasının kendilerine gelmesini bekliyor!..

2015 Mart ayına kadar ödenmesi gereken 130 milyar dolar dış borcumuz var. Merkez Bankası’nın elinde ise net 30 milyar dolar bulunuyor. Geri kalan 100 milyar dolar, Türk bankalarının dolarda tuttukları mevduattan kaynaklanıyor. Yani borcumuz için ödenebilecek para değil!.. Söz paradan açılmışken, Suriye’den gelen sığınmacılar için harcanan 4,5 milyar doları da biz ödeyeceğiz, haberiniz ola!..

***

-Muhalefet daha önemlidir:

Demokrasilerin olmazsa olmazı muhalefettir. Bir rejimde; muhalefet yoksa, zayıfsa veya görevini gereği gibi yapmıyorsa; yani iktidara “yandaşsa”, o yönetimde demokrasi topaldır, eksiktir veya yoktur… Başka bir ifade ile söylersek; iktidarın keyfileşerek hukuk devletinden uzaklaşmasının freni düzgün muhalefettir. Muhalefet görevini gereği gibi yapmazsa, iktidar freni boşalmış kamyon gibi üstümüze doğru gelir. Hele de muhalefet de “yandaş” ise, durum çok daha beterdir. Bu defa halk muhalefetin varlığına inandırıldığı için, yeni arayışlar içerisine girmez. Barajlarda eğlenir, oyalandıkça oyalanır… Ülkemizde yaşanan durum, tam olarak bu tarif edildiği şekildedir… Bu yüzden gözümüz iktidardan çok, muhalefetin üzerinde olması gerekir…

***

-PKK’yı kurtarma eylem planı:

Kobani zaten boşaltılmış, 185 bin sivil Kürt, Türkiye’de misafirdir. Ayn el Arap’ta kasabayı savunmak için sadece PKK’lılar kalmış. Yeni CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu (K.K.) yeni bir tezkere ile Türk Ordusunun Kobani’ye girmesini ve Kürt vatandaşlarımızın yakınlarının kurtarılmasını neden istiyor?.. K.K. bu isteğini dile getirmeden önce, yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, KCK yöneticileri ile aynı dili kullanarak, halkı sokağa dökülmeye davet etmemiş miydi? Açıkca hükümet PKK’ya yardım yapsın diyemiyorlar tabi. Akıllarınca, TSK’yı PKK’nın yanına vererek, IŞİD’e karşı savaştıracaklar. Sonra da görevini yapan asker doğruca kışlasına dönecek!..

Kobani, PKK’nın üç kantonundan biridir. Düşerse K.K.nın morali fena halde bozulacak elbette. Öte yandan, CHP genel merkeze mescit açmakla görevli Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, tabanı daha fazla oyalayamaz. Yeni CHP ,giderek AKP’ye benziyor!.. Ne zaman sivri bir çıkış yapsalar, bilin ki, o sırada hayati öneme sahip bir konuyu gözümüzden kaçırıyorlar!.. Genel merkeze mescit açma işi de öyledir: Kobani’de 40 bin kişinin katili PKK’nın “Rojava”sını kurtarma projesinin üzerini kapatacaklar!..

IŞİD’in, Irak’ta Musul’u işgali ve Türkmen yerleşim alanlarına saldırısıyla birlikte, binlerce Türkmen katledilirken, Kılıçdaroğlu sağırları oynuyordu… Türkmen şehri Telafer’den, Suriye sınırına o zaman yaklaşık 200 bin Şii Türkmen gelmişti… Türkiye bu soydaşlarımıza sınırı açmayınca, onlar da güney illere doğru göç etmek zorunda kaldılar… PKK’nın Türkiye kolu Y-CHP, mescit açma numarası ile bir de bu konuyu unutturmayı deneyecek!..

***

-PKK yoğun olarak aldatılmışlık duygusunu yaşıyor:

PKK’nın Atatürk heykellerini kırması, resmi binalara saldırması, otobüsleri yakmasının arkasında hangi duygu ve düşünceler yatıyor?

AKP ile PKK kardeş kardeş “açılım” oyununu ne güzel oynuyorlardı. Şimdi de Y-CHP de bu oyuna katılmış. Öyle utangaç da filan değil. HDP’nin çağrısı ile sokağa dökülen PKK militanları, ortak oldukları hükümeti, bayağı zor duruma düşürmüşler. Erdoğan’ın tek derdi Esat’ı düşürmek ve iktidarını sürdürmekti. PKK’nın ki ise, IŞİD’den kurtulmak. Erdoğan, kendi amacına hizmet edeceği için IŞİD’in zayıflatılmasını istemiyor tabi. O hala IŞİD ile Esat’ı düşürebileceğini sanıyor. Çünkü bir tek bu şekilde itibarını kurtarabilir. Erdoğan, hem PKK hem de IŞİD ile hemhal gibidir. O yüzden aralarındaki kavgada açıktan yer almak istemiyor. Diğer yandan, gizli tanıklık yaparak, Türk Ordusu’nu çökertme hainliğinde görev üstlenen terör örgütünü kurtarmak için aynı orduyu görevlendirmek pek kolay olmayacak! Her ne kadar ulusalcı komutanlar, Ergenekon ve Balyoz davaları ile tasfiye edildiyse de, Atatürkçüleri TSK’dan kimse silip atamaz. Bu yüzden haklı olarak arkadan gelenlerden emin değillerdir. Erdoğan’ı, Cumhurbaşkanlığına taşıyan PKK, bugünlerde aldatıldığına kesinkes inanıyor!.. Şu an en can alıcı düşmanı IŞİD’i, Davutoğlu hükümetinin desteklediğine de inanıyor. Bu noktada örgütün psikolojisini en iyi yansıtan Cemil Bayık’tır. Açılım bitti deyip, silahlı birliklerini Türkiye’ye göndermiştir… Söylenenler doğruysa, ülkemizde de IŞİD’ın uyuyan hücreleri varmış. İki arada bir derede kalan Erdoğan, ne yapsın şimdi?..

Aldatılmışlık duygusunu en yoğun şekilde yaşayan PKK, kurtuluşu Atatürk büstlerine saldırmakta bulmuş… IŞİD karşısında çaresiz kalan örgüt, ha bire Türk “kardeşlerini” tehdit ediyor…

***

-Türkiye Cumhuriyeti’nde son durumu arz ediyorum:

Tarih 11 Ekim 2014.

Nüfusumuz: 76 milyon’dan 35 kişi azalmıştır,

İşsiz Sayımız: 6 milyon 197 binin üzerine çıkmıştır, (1)

Son ayaklanmada ölü sayısı: 2 polisimiz şehit, 4 vatandaşımız linç edilmiş, böylece ölü sayısı 35‘i ulaşmıştır,

Yaralı sayımız:170‘i polis olmak üzere 1.000‘e yakındır,

Yakılan okul sayısı:212,

Yakılan kamu binası sayısı:92,

Yakılan araç sayısı:1.177‘dir…

Ekonomik durumumuz ise birinci paragrafta özetlendiği gibi berbattır…

***

-Küresel güçlerin planı dört dörtlük yürüyor:

Savaş: İçeride “olağanüstü hal” ve “sıkıyönetim” demektir… Savaş çıkartmadan, hiçbir şekilde halkı sakinleştirmek mümkün değildir!..

Devletin tepesinden, Cumhurun başı Erdoğan’ın son açıklaması şöyle:”IŞİD ne ise PKK da odur.

Hükümetin başı Davutoğlu:”Barış sürecini feda etmeyiz” demiştir…

Yukarıdaki rakamlar “barış” halini ifade ediyor, bir de savaş halimizi düşünün artık!..

Doğrusunu söylemek gerekirse, ben bu gidişten çok ama çok korkuyorum…

BM Suriye Özel temsilcisi Staffan de Mistura: Türkiye’nin Kobani’yi savunmak isteyen gönüllülere izin vermesini istemiş…

Ne ilginç değil mi? BM bile Kobani’yi kurtarma peşindedir… PKK ise gönülsüzler ordusu gibi, ha bire verilen görevden kaçıyor. Tabanları yağlayıp, kapağı Türkiye’ye atmışlar yine!.. Birkaç Atatürk büstü daha yaksalar, örgüt olarak varlıklarını sürdüreceklerini sanıyorlar…

ABD Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin Suriyeli “ılımlı” muhalifleri eğitme ve techizatlandırma programını kabul ettiğini açıklamış…

ABD, yabancı uyruklu teröristlerin adını “ılımlı muhalifler” koyarak, kamuoyunu aldatabileceğini sanıyor. Nasılsa, Türkiye bir kere terör örgütleri ile müzakereye başlamış. Oldu olacak, eğitim ve donatımları ile de uğraşsın istiyor!..

Beklenmedik gelişmeler olunca, ABD, Y-CHP, AKP ve PKK aynı cepheye düştüler… K.K.nın “analar ağlamasın” edebiyatı çöktü yine. Gizlenerek bugünlere getirilen iğrenç ilişkiler, şimdi PKK ile diz dize oturmaya kadar geldi işte…

Cellatların örgütü IŞİD’i öne sürerek; Türkmen ve Arapları katlettiren ABD, sıra Kürtlere gelince acaba neden harekete geçti!? “Özgür Kürdistan” ile “Sünni Irak”ın alt yapısı oluşmak üzeredir. Bu istek, yıllar önce BOP haritası ile duyurulmadı mı? Bölgedeki gelişmeler o haritayla örtüşünce, rahat uyuyan Coniler olacak!..

Bundan böyle Türk halkına rahat uyku yok!..

Uyuduğumuz yetti artık!?..

Av. Cemil Can

DİPNOT:

(1) http://sozcu.com.tr/2014/ekonomi/gercek-issiz-sayisi-6-milyon-197-bin-556836/